YAZ YAKLAŞIRKEN
Baharın renkleri yüzümüze gülümsemeye başladığı bu günlerde çoğumuzu bir kilo verme telaşı alır. Acaba ne yapsak, en kısa sürede mucizevi bir dokunuşla bu kilolardan nasıl kurtulsak, Karatay diyeti mi yapsak, yatmadan önce koca bir kase limonlu biberli yoğurt mu yesek, ya da sadece hurma ve yoğurtla mı beslenip kurtulsak bu kilolardan?
Kafamızda bu tür deli sorular birbirini kovalayadursun, bunların hepsinin cevabı tabii ki de Hayır❗️
Peki neden diyet hep yaz gelince aklımıza düşer?
Bu sorunun cevabı hepimiz için farklı olsa da hepsinin ortak noktası yaz gelince giyilecek olan ince yaz kıyafetlerinden geçer. Fakat unutulmamalıdır ki diyet aslında görseli düzeltmenin ötesinde bir sağlıklı beslenme programıdır ve bu programa vücudumuzun sadece hayatımızın belli bir döneminde değil, her zaman ihtiyacı vardır.
Hangi diyetlerin mucizesine inanırız?
Düşük karbonhidratlı, yüksek yağ içerikli ketojenik diyetler
Ketojenik diyetlerin kullanım amacı aslında zayıflama değildir. 1920’lerde çocuklarda epilepsi nöbetlerinin sıklığını ve etkisini azaltmak için uygulanmış,bir kaç hafta sürede de ağırlık kaybı, iştah baskılamaya katkısı farkedilmiştir. Fakat bu ağırlık kaybının büyük bölümü kas dokusundan ve su kaybından olmaktadır.
Ketojenik diyetler düşük karbonhidrat ve yüksek yağ içeriğiyle uygun bir beslenme şekli olmayıp , vücutta keton cisimlerin artmasına neden olmaktadır. Ayrıca hiperlipidemi riski de yüksektir.
Dukan diyeti
Dr.Pierre Dukan tarafından geliştirilen diyet, yine düşük karbonhidratlı yüksek protein ve yağ içerikli diyetlerden biridir. Ketojenik diyette olduğu gibi ağırlık kaybı daha çok kas dokusu kaybı şeklindedir ve kalsiyum atımını arttırdığı için de osteoporoz riski de yüksektir. Aynı zamanda sıvı elektrolit dengesini de bozabilir.
Karatay diyeti
Yine düşük karbonhidratlı diyetlerde olduğu gibi ekmeği ve türevlerini tamamen hayatımızdan çıkararak yüksek yağ içerikli beslenmeyle karakterizedir. Yine ketojenik diyetlere benzer sonuçlar ortaya çıkarabilir.
Bu liste böyle uzar gider…
Aslında bu konuda kendimize yapacağımız en büyük iyilik, böyle uygulanabilirliği zor, belli süreyle sınırlı popüler diyetlerle kilo kaybetme hayali kurmak yerine, bir uzman yardımı alıp yaşantınız boyunca uygulanabilir sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmak ve böylece hem kilolardan kurtulup hem de kilo verme sürecini yıpratıcı olmaktan çıkarmaktır.
Bu konuda yapmamız gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:
- Güne sağlıklı bir kahvaltıyla başlayıp metabolizmamızın hızlanmasına yardımcı olan sağlıklı ara öğünlerle devam edelim. Günde üç ana öğün ve en az iki ara öğün şeklinde beslenerek dengeli bir beslenme programı uygulayalım,
- Gereksiz sağlıksız atıştırmalıklardan, içeriğini bilmediğimiz işlenmiş besinlerden mümkün olduğunca uzak durarak fazla kalori alımından kaçınalım,
- Su tüketimi konusunda diyetisyenimizin önerdiği su miktarının altına inmeden, gün içerisinde belli aralıklarla su tüketmeye özen gösterelim,
- Fiziksel aktivitemizi artırarak kas kayıplarını önleyebileceğimizi unutmayalım ve en az 45 dakika açık havada yürüyüş yapalım,
- Kendimize ulaşılabilir, net hedefler belirleyelim,
- Besin tüketim kaydı tutmak bizi fazla kalori almaktan koruyan bir diğer önemli noktadır, gün içinde tükettiğimiz besinleri not ederek hem sağlıksız besin seçiminin önüne geçmiş hem de fazla kalori almaktan kurtulmuş oluruz,
- Aç kalarak zayıflayabileceğimiz algısını hafızamızdan silip, yeterli ve dengeli beslenerek sağlıklı kilo kaybını hedefleyelim,
- Kilo vermek için mucizevi gibi gördüğümüz, sağlığımızı kaybettirecek diyetler uygulamayalım,
- Bu işin üstesinden tek başımıza gelemeyeceğimizi gördüğümüz anda, bu alanda eğitim almış bir beslenme uzmanından yardım alalım,
- Sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktivite ile yaşam kalitemizi artırabiliriz.
Sağlıklı ve huzurlu günler dilerim.
Diyetisyen Demet NİKBAY