YAŞLILIK VE BESLENME
Yaşlılık döneminde beslenme durumu, yaşlanma süreci boyunca vücutta meydana gelen değişikliklerden,kronik hastalıklardan, kullanılan ilaçlardan, fiziksel, psikolojik, sosyal ve ekonomik durumdan etkilenir. Normalde, yaşlanmanın doğal sonucu olarak oluşan değişikliklere; beslenmenin uygun planlanması, düzenli fiziksel aktivite yapılması, sigara içilmemesi gibi koruyucu önlemlerle uyum sağlanabilir. Ancak yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı gibi oluşan bazı hastalıklar özel diyetlerin uygulanmasını gerektirmektedir.
Protein yaşlılıkta çok önemlidir. Vücutta yıkım olayları arttığı için proteine ihtiyaç artar.
Protein; bağışıklığı arttırır, vücut organlarının yapıtaşıdır ayrıca hücre yenilenmesini sağlar. Bu yüzden protein yaşlılıkta kg başına 1 gram şeklinde alınmalıdır. Enfeksiyon, ameliyat, yaralanma gibi durumlarda protein ihtiyacı artar. Kronik böbrek hastalığı gibi protein kısıtlı durumlarda hastaya uygun miktarda verilmelidir. Et, et ürünleri, yumurta, sakatatlar, balık, peynir gibi hayvansal kaynaklı protein yüksek kaliteli; fasulye,nohut, mercimek gibi bitkisel besin kaynaklı protein düşük kalitelidir.
Günlük alınan enerjinin %55-60 ı karbonhidratlardan karşılanmalıdır. Karbonhidrat türü tüketimde çok önemlidir. Şekerli ve nişastalı besinler kan şekerinin hızlı yükselmesine sebep olduğu için şeker hastalığına zemin hazırlar, daha kolay yağa çevrilerek şişmanlığa yol açarlar. Bu nedenle şekerli ve nişastalı besinler aşırı miktarlarda tüketilmemeli, karbonhidrat kaynağı olarak tahıllar, kepeği ayrılmamış tahıl unları,sebze ve meyveler tüketilmelidir. Günlük alınan enerjinin %25-30 u yağlardan gelmelidir. Balıkta bulunan omega 3 yağı hariç hayvansal besinlerde bulunan yağlar insan vücudunda üretilebilirken, bitkisel besinlerde bulunan yağlar üretilemez ve vücuttaki fonksiyonları nedeniyle de mutlaka besinlerle yeterli miktarda alınmaları gerekir. Yaşlılık döneminde sık görülen yüksek tansiyon ve kalp damar hastalıklarından korunmak için margarin, kuyruk yağı gibi katı yağlar tüketilmemelidir. Balık ve deniz ürünlerinde bulunan omega 3 yağları, yaşlılık döneminde, kan yağlarını ve damarlarda plak birikimini azaltarak kalp ve damar sağlığını korurlar.eklem iltihaplanmalarını engeller ve karın bölgesinde oluşan yağ birikimini önler.
Yaşlılıkta vitamin ve mineral alımına çok dikkat edilmelidir. Vitamin ve mineraller sebze ve meyvelerde,tahıllarda, kurubaklagillerde, et ve balıkta ,süt ve ürünlerinde bulunur. B12 vitamini sadece et ve ürünleri,süt,yumurta gibi hayvansal besinlerde bulunurken,diğer B grubu vitaminleri hem bitkisel hem hayvansal besinlerde bulunur. D vitamininin en iyi kaynağı güneş ışığıdır.
Yaşlılık döneminde vücudun su dengesinin sağlanması için her gün en az 8-10 bardak su tüketilmelidir.
Bu dönemde alınması gereken posa miktarı ise günlük 25-30 gram civarında olmalıdır. Bu miktar tüketilen sebze ve meyve miktarının artırılması,kurubaklagil tüketimi ve kepekli tahılların(yulaf,çavdar,bulgur,kepekli ekmek) ile sağlanabilir.
Yaşlılıkta besin çeşitliliğinin sağlanması çok önemlidir.öğünlerde ancak farklı türde besinlerin tüketilmesi ile dengeli bir beslenme gerçekleşebilir. Aynı besin grubunda yer alan besinlerin besin öğesi içerikleri birbiri ile aynı değildir. Bu yüzden yalnızca 4 temel besin grubunun çeşitliliği değil,aynı gruptaki besinlerin çeşitli alımına da dikkat edilmelidir.
Yaşlılıkta fiziksel aktiviteye çok dikkat edilmelidir. Yürüme,bisiklete binme,bahçe işleri ve yavaş tempoda koşma gibi günde 30 dakika yapılan fiziksel aktivite büyük yarar sağlar.
Yazar : Diyetisyen GÜLSÜM ARSLAN