Yazar : Eda KANDEĞER
Yeme davranışı üzerinde kontrol kaybının hissedildiği, tekrarlayan aşırı yeme dönemleriyle kendini gösteren ve kişinin tıkınırcasına yeme nöbetlerinin yol açabileceği etkileri giderebilmek için bir takım yöntemlere başvurmadığı bir yeme bozukluğudur.
1994 yılında DSM-IV ölçütlerinde ilk kez yer verilen tıkınırcasına yeme bozukluğu (TYB) (binge eating disorder), son yıllarda giderek ilgi çekmektedir. 1959’da Stunkard tarafından tanımlanmıştır. Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel Sınıflandırma Elkitabının son baskısında (DSM-5) ise yeni bir yeme bozukluğu olarak sınıflandırılmıştır. Ancak epidemiyolojik çalışmalar yakın zamanlarda yapılmaya başlanmıştır.
Çalışmalara göre;
- Cinsiyet dağılımı açısından TYB, AN ve BN’den farklılık göstermektedir. AN ve BN çoğunlukla kadınlarda görülen, erkeklerde nadiren ortaya çıkan hastalıklardır. TYB ise erkeklerde de sık görülen, ancak yine de kadınlarda erkeklerden 1.75 kat daha fazla görülen bir bozukluktur. Vardar ile Erzengin’in (2011) yürüttüğü çalışmada, TYB’nin erkeklerde en sık görülen yeme bozukluğu olduğu gösterilmiştir.
- TYB obez kişilerde daha sık görülmektedir. Obezlerde tıkınırcasına yeme % 59.5, TYB % 30.1 oranlarında saptanmış olup, genel toplumda tıkınırcasına yeme belirtileri % 6.3, TYB % 2 oranındadır.
- Kilo vermek için hastaneye başvuran kişilerde TYB’nin görülme oranının % 25-30 olduğu, bariatrik cerrahi hastalarının yaklaşık yarısının TYB tanısı aldığı gösterilmiştir. Annagür ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada (2012), obezite nedeniyle hastaneye başvuran 48 bireyin 22’sinde TYB olduğu saptanmıştır.
- Türkiye’de 110 diabet hastasıyla yürütülen ve bu hastalarda bozulmuş yeme davranışı olup olmadığını araştıran bir çalışmada, diabetiklerde %59.1 oranında bozulmuş yeme davranışı olduğu, bozulmuş yeme davranışı gösterenlerden birinde AN, birinde BN, yedisinde ise TYB olduğu gösterilmiştir.
TYB’nin Klinik Özellikleri
TYB’si olan kişiler, benzer koşullarda ve sürede, çoğu kişinin yiyebileceğinden çok daha fazlasını belirli bir süre içinde (örneğin iki saatte) yerler. Kişi kendini denetleyemez; ne yediğini ve ne kadar yediğini düşünemez. Bu kişiler, “olağandan çok daha hızlı”, “rahatsızlık verecek düzeyde” ya da “açlık hissi duyulmayan zamanlarda aşırı ölçülerde yeme” şeklinde tanımlanan davranışlardan birine ya da bir kaçına birden sahip olabilirler. TYB’nin asıl ayırt edici yönü, tekrar tekrar kendini gösteren tıkınırcasına yeme dönemlerinde, tıkınmanın olumsuz etkilerini giderebilecek tedbirlere hiçbir şekilde başvurulmamış olmasındadır. Yürütülen çalışmalar, BN hastalarının tıkınırcasına yeme dönemleri esnasında çoğunlukla yüksek kalorili tatlıları, TYB hastalarının ise birbirinden farklı yiyecekleri tükettiğini göstermiştir.
TYB’si bulunan kişiler, ne kadar yediklerinden utandıkları için yalnızken yeme eğilimi gösterirler. Bu hastaların yaşadığı sıkıntı hissi, tıkınırcasına yeme atağı sırasında ve/veya sonrasında yaşanan hoş olmayan duyguların yanında, tıkınırcasına yemenin bir sonucu olarak gelişen vücut ağırlığında ve biçimindeki değişikliklere de bağlıdır. Bu bireyler yemek yeme davranışlarından ya da kilolarından dolayı kendilerinden nefret etme, beden görünümlerinden hoşlanmama ya da iğrenme, bedensel kaygılar ve kişisel ilişkilerde sıkıntı yaşayabilirler.
TYB hastalarının çoğuna, değişen derecelerde obezite eşlik etmektedir. Birçok hasta diyet yapmak için yoğun çaba gösterir ancak bu konuda başarısız olur. TYB hastalarının bir kısmı yemeyi kontrol etmek için çabalamaya devam eder, bir kısmı ise daha önceden yaşadıkları başarısız deneyimler nedeniyle diyet yapmayı bırakır.
DSM-5’e göre tıkınırcasına yeme ataklarının üç ay içerisinde haftada en az bir kez olması gerekmektedir. Tıkınırcasına yeme ataklarının süresi değişkenlik gösterebilir. TYB’ye en sık eşlik eden hastalıklar duygudurum bozuklukları, anksiyete bozuklukları ve kişilik bozukluklarıdır. En sık konulan tanı ise %46-51’lik oran ile major depresyondur.
TYB’nin Tedavisi Nasıl Olmalıdır ?
TYB’nin tedavisindeki temel hedefler; tıkınırcasına yeme nöbetlerinin ortadan kalkması ve sağlıklı bir yemek yeme alışkanlığının kazanılması, istikrarlı bir vücut ağırlığına sahip olunması, obeziteye bağlı rahatsızlıkların ve bunların yanı sıra görülen ruhsal rahatsızlıkların tedavisidir (Devlin ve ark. 2007)
Yeme bozukluğu olan kişilerin, hastalıklarını tetikleyen düşünceler, duygular ve davranışlar hakkında bilgi edinmesi ve anlaması için mutlaka psikoterapi gereklidir. Aynı zamanda, psikoterapi ile beraber bazı ilaçların kullanımının ve beslenme danışmanlığının bu hastalığın tedavisinde etkinliği gösterilmiştir. Beslenme tedavisi birey için özel olarak planlanmalı, bireye düzenli olarak beslenme eğitimi verilmeli ve amaç beslenme alışkanlıklarını değiştirmek olmalıdır. Yeme Bozukluklarının tedavisinde Genel Tıbbi Bakım, Beslenme Danışmanlığı, Psikiyatrik Tedavi ve Psikoterapi Desteği Programlarının beraber yürütülmesi gerekmektedir.
GencDiyetisyenler.com Yazarlarından Eda KANDEĞER’ in kaleminden
KAYNAKLAR
Diyetisyenler için özel etkinlik
Romatoloji Sağlık Profesyonelleri Derneği Tanışma ve Bilgilendirme Webinarı Tarih: 5 Ağustos 2024 Saat: 20.00 -…
Değerli Meslektaşlarımız, 20-21 Eylül 2024 tarihleri arasında çevrimiçi gerçekleştirilecek "Onkolojide Beslenmeye Güncel Bakış" konulu kursumuza…
Etkinlik linki : sporbeslenmevetakviyekongresi.com Eğitim Ücreti : Ücretsiz Kayıt Son Gün : 27 Mayıs 2024…
Merhaba Arkadaşlar, Kayseri Sivas Caddesinde yaklaşık 4 yıldır hizmet vermekte olan Diyetisyen Ofisimizi devir etmeyi…
Etkinlik tüm öğrencilerine açıktır. Etkinliğe katılım ücretsizdir, katılımcılara e-katılım sertifikası verilecektir İZTÜ’DE ÖĞRENCİ DİYETİSYENLER BULUŞUYOR!…