Tereyağı bilindiği üzere süt, krema ve yoğurdun çeşitli işlemler sonuncunda elde edilmesi ile oluşur. Tereyağında ortalama olarak % 84 yağ, % 0.8 protein, % 0.5 karbonhidrat, % 0.2 kül ve % 15-16 su vardır. Ayrıca kül olarak bilinen kısım A,E,D vitaminleri ve kalsiyum demir fosfordur.  100 gr tereyağında 785 kilo kalori enerji vardır.

Okuduğum bir makaleye göre doktor toplumun tereyağını sorgulamadan rahatça tüketmesi gerektiğini vurgulamıştı. Benim düşünceme göre eski zamanlarda yaşayan dedelerimiz ninelerimiz  tereyağını bolca tüketir, uzun yıllar boyunca yaşarlardı. Bunu herkes biliyor elbette fakat o zamanlarda yaşayan hayvanların tükettikleri yiyecekler daha doğaldı ve bu da hayvanın sütünün daha besleyici olduğunu gösterirdi. Şu yaşadığımız dönemde hayvanlara verilen besinler fabrikadan çıkan besin atıkları yani o yeşil otlar değil. Böylece bizim şuan içtiğimiz süt, yediğimiz peynir ve tereyağı eskisi kadar sağlıklı değil. Evet tereyağı bir çok yararı var şüphesiz bunlardan biri de omega3 yönünden zengin olması. Hatta bu yönüyle zeytinyağından ayrılır.

Zeytinyağında omega3 bulunmamaktadır. Tereyağının bir başka faydası da bütirat açısından zengin olması. Bütirat, insan vücudunda kalın bağırsakta yaşayan bazı bakteriler tarafından üretilir.Tereyağı %3-4 oranında bütirat içerir.  Bütirat vücutta enerji tüketimini ve hücre içinde mitokondri hızını artırarak kilo almanızı önler. Ama bu demektir ki ne kadar çok yersem bütiratım artar kilo vermem kolaylaşır. Böyle bir düşünce yok unutun. Ne kadar çok yağ tüketirseniz vücudunuz gerekli olmadığı için onu depolayacaktır. Bu da kilo vermenizi zorlaştıracaktır.

Ve son zamanlarda en çok tartışılan konu kolesterol. Tereyağında kolestrolün iyi olduğunu söyleyende var kötü olduğunu da. Benim araştırmalar sonuncunda edindiğim bilgilere göre kolesterol kalbe için ciddi zararlar vermektedir. 100gr tereyağında 215mg kolesterol bulunmaktadır. Bu da vücudumuz alması gereken miktarına göre %72 sine denk gelmektedir. Ve her yemekte tereyağ tüketirsek günlük almamız gereken kolesterol miktarını aşmış oluruz. Peki o zaman dedelerimiz ve ninelerimiz de neden kalp sorunu, kolesterol sorunu yoktu? Onlar neden kilo almıyordu? Çünkü o zamanlardaki hayvanların yedikleri besinler iyi kolesterolü yani HDL’yi yükseltiyordu. Buda kalplerine zarar vermiyordu. Fakat bizim yaşadığımız şu dönemde tereyağın içindeki kolesterol kötü kolesterolü yani LDL’yi yükseltmekte ve bu yüzden ciddi kalp rahatsızlıkları oluşmaktadır. Kilo almamayışlarının sebebi ise o dönemlerde insanların daha çok hareket edip daha çok enerji tüketmesinden kaynaklanıyor. Kısacası ben o doktora katılmıyorum.
Şuan ki tereyağı saflıktan ve doğallıktan çok uzakta. Ne zaman hayvanların beslenmeleri eskiye döner o zaman güvenle tüketilmesi gerektiğini savunurum.

Hande Şükran Toparlı
Şifa Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Öğrencisi

Genç Diyetisyenler Ekibi

genc.diyetisyenler@gmail.com Beslenme ve Diyetetik Bölüm Portalı

Recent Posts

Devren Diyetisyen Ofisi ilanı

Diyetisyen Ofisinze ait demirbaş listesi; Sorumlu Dyt. Odası; Çalışma masası , koltuğu Oturma grubu Kitaplık,…

3 ay ago

1.ENTERAL VE PARENTERAL NÜTRİSYON GÜNLERİ

Eğitimin Amacı Doğal beslenme ile gereksinimlerin karşılanamadığı ya da doğal beslenmenin mümkün olmadığı durumlarda Enteral…

3 ay ago

Diyetisyen iş ilanı – Manisa

Merhaba Arkadaşlar, Diyetisyen Tahir Bey, Manisa ilinde KYK da görevlendirilmek üzere Diyetisyen arandığını bildirmiştir. Diyetisyen…

5 ay ago

Kadın Hastalıklarında Tıbbi Beslenme Tedavisi Kursu

  Ankara Medipol Üniversitesi ve Obezite Diyetisyenliği Derneği'nin ortaklaşa düzenlediği "Kadın Hastalıklarında Tıbbi Beslenme Tedavisi…

5 ay ago

Romatoloji Sağlık Profesyonelleri Derneği-Webinarı

Romatoloji Sağlık Profesyonelleri Derneği Tanışma ve Bilgilendirme Webinarı Tarih: 5 Ağustos 2024 Saat: 20.00 -…

9 ay ago