Top 5 This Week

Related Posts

Stresin yeme davranışı üzerine etkileri

STRES VE BESLENME

Stresin yeme davranışı üzerine etkileri 

Kısıtlayıcı yeme

seda baran
Yazar : Seda Baran
sedabaran.97@gmail.com

Obez bireylerin çoğu ve normal vücut ağırlığına sahip bireylerin önemli bir bölümü, özellikle de kadınlar vücut ağırlıklarını azaltmak veya korumak için bilinçli olarak besin alımlarını sınırlandırmaya çalışmaktadır. Bu durum bireylerin besinlerle olan ilişkisini etkilemektedir. Açlık ve tokluğa ilişkin belirtiler yeme davranışının düzenlenmesinde daha az etkili hale gelmekte ve yemek yeme daha çok bilişsel kontrol altında olmaktadır. Ancak kısıtlayıcı yeme davranışı gösteren bireylerin duygusal baskı ve stres altında kısıtlamalardan kaçınarak  kapasitesi kadar yiyebileceği belirtilmektedir.

Duygusal yeme

Strese bağlı olarak glukokortikoid sekresyonundaki artış duyguları yoğunlaştırabilmektedir. Besinlerin ödüllendirici özellikleri göz önüne alındığında, istenmeyen stres durumunun giderilmesi için hoşa giden besinlerin tüketiminin artabileceği öne sürülmektedir. Bu bağlamda duyguları olumsuz yönde etkileyebilecek durumlarda, bireylerin şeker ve yağ içeriği yüksek hedonik olarak ödüllendirici besinlerin tüketimine eğilimleri arttığı belirtilmektedir.

Dışsal yeme

Dışsal yeme; bireyin dışarıdan gelen uyaranlardan (besinin kokusu, tadı, görüntüsü vs) etkilenerek normalde yediğinden daha fazla besin tüketip tüketmediğini ifade eden bir kavramdır. Strese bağlı besin alımı ile dışsal yeme arasındaki ilişki net olarak bilinmemekle birlikte dışsal yeme davranışı gösteren bireylerde, stres anında çevresel uyaranların değişmesine bağlı olarak besin alımının artabileceği belirtilmektedir.

*** Günümüzde stres, bireylerin fizyolojik ve psikolojik durumlarının yanı sıra besin alımları üzerinde de oldukça önemli bir etkiye sahiptir. Bireylerin maruz kaldıkları sosyal, finansal veya diğer stres faktörleri yeme davranışlarını ve tüketilen besinin miktarını eğiştirebilmektedir İnsanların yaklaşık %20’si stres altında yeme davranışlarını değiştirmezken, yaklaşık %40’ı ve daha azı besin alımını azaltmakta, %40’ı ve daha fazlası ise stresle baş edebilmek için besin alımını artırmaktadır. Yapılan prospektif çalışmalarda, başlangıçta vücut ağırlıkları normalin üzerinde olan bireylerin stres altında vücut ağırlıklarının artma eğiliminde olduğu, normal veya düşük vücut ağırlığına sahip bireylerin ise böyle bir eğilim göstermedikleri saptanmıştır. Bu farklılığın daha yüksek beden kütle indeksine sahip bireylerdeki yüksek insülin konsantrasyonlarına bağlı olabileceği düşünülmektedir. Stresle birlikte bireylerin toplam enerji alımında artış olup olmamasından bağımsız olarak şeker, çikolata, kek ve bisküvi gibi lezzetli ve keyif veren besinlerin alımında artma; meyve, sebze, et, balık ve ekmek tüketimlerinde ise azalma olduğu gözlenmiştir. Kontrollü laboratuvar koşullarında, akut fiziksel ve duygusal stres altında açlık durumu veya homeostatik olarak enerji ihtiyacı yokken bile keyif veren bu besinlerin alımında artış olduğu saptanmıştır. Bunun yanı sıra stres altında yağ ve şeker içeriği yüksek besinlerin daha çok tercih edildiği belirtilmiştir.

Sonuç ve öneriler

Stresin kronikleştiği durumlarda bireylerin stresle baş etme yöntemi olarak enerji ve yağ içeriği yüksek besinleri tercih etmeleri, önemli bir halk sağlığı sorunu olan obezitenin de artmasına neden olmaktadır. Bu bağlamda bireylerin stresle baş etme yolu olarak besin alımını artırma, sağlıklı olmayan besinleri tercih etme gibi davranışlar yerine sağlıklı besin tüketiminin teşvik edilmesi ve beslenme alışkanlıklarının kazandırılması gerekmektedir. Stresle baş etme konusunda toplumsal farkındalığın arttırılması, sağlık bilimleri alanında ağırlık ve stres yönetiminde psikolog ve diyetisyenlerin multidisipliner yaklaşımla aksiyon almaları önemlidir.

Yazar : Seda BARAN
sedabaran.97@gmail.com

Popular Articles