SAĞLIĞIN TEMELİ: BESLENME
Yazan: Dyt. Yelda ALTINIŞIK
Hasta değiliz, vücudumuzun herhangi bir yerinde yaralanma da mevcut değil sağlıklıyız diyebilir miyiz? Diyemeyiz. Çünkü, sağlık; insanın fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik halinde olmasıdır.
Peki sağlığımızı etkileyen etmenler nelerdir?
Bizler toplum olarak öyle düşünürüz ki en güzel semtte, en lüks evde yaşıyorsak, en iyi arabaya biniyorsak kendimizde fiziksel olarak herhangi bir rahatsızlık hissetmiyorsak sağlıklıyızdır. Oysa ki malnütrisyon diye bir durum var. Nedir bu malnütrisyon diye soracak olursanız, malnütrisyon; büyüme ve gelişme için gerekli olan bir ya da daha fazla besin öğesinin vücut dengesini bozacak şekilde yetersiz veya dengesiz alınması durumunda ortaya çıkan klinik ve izlenmesi gereken bir tablodur. Genelde çocuklukta başlayıp yetişkinlikte devam eder. Çocuklukta bir sorun yokken hastalık, uzun süre hastanede kalma, yaşlılık ya da besinlerden nasıl yararlanmamız gerektiğini bilmememiz vs. gibi bir çok neden ile yetişkinlikte de görülebilir. Malnütrisyon farklı şekillerde belirtiler vererek enerji eksikliği, protein eksikliği, hem enerji hem protein eksikliği veya vitamin, minerallerin eksikliğiyle de kendini gösterebilir.
Malnütrisyon nasıl gelişir?
Her bireyin yaşına, cinsiyetine, sağlık durumu ve fiziksel aktivitesine göre beslenmesi gerekir. Beslenme sadece herhangi bir yiyeceği gelişigüzel tüketmeyi ifade etmez. Beslenme, vücudun çalışması için gerekli besin öğelerinin , besinlerle vücuda alınması, sindirimi, emilimi ve metabolize edilmesi basamaklarını içine alan bir süreçtir. Bu sürecin sağlıklı bir şekilde işlemesi ve sürdürülmesi için hangi besinlerin, nasıl, ne kadar, günde kaç öğünde ve nasıl hazırlanıp pişirileceği gibi hususların bilinmesi yanında, bireylerin besine karşı duyarlılıkları olup olmadığı, beslenme alışkanlıklarının şekillenmesinde nelerin etken olduğu, beslenmenin ekonomik, sosyolojik ve psikolojik durumlardan nasıl etkilendiği ve bunlara bağlı ne gibi çözüm ve önerileri getirilebileceğinin bilinmesi gerekir. Bu süreçteki aksaklık malnütrisyonun gelişimi yanı sıra birçok hastalığa da davetiye çıkarabilir. Yani besininiz ilacınız olabildiği gibi zehirde olabilir. Şuan belki yazımı okurken ne abartmış diyebilirsiniz. Alt tarafı yemek yemekten bahsediyormuşum gibi de gelebilir. Zaten amacımızda tam bu düşünceyi yıkmak ve belki az ekonomimizle ya da lüksümüzden vazgeçerek nasıl doğru beslenebilirizi, hem sağlıklı hem ideal ağırlıkta kalabilirizi medyadaki yanlışlardan uzak kalarak anlatmak.
Yetersiz ve dengesiz beslenme vücut direncini azaltarak enfeksiyonlara zemin hazırlamakta, hastalığın ağır seyretmesine ve öldürücü komplikasyonların gelişmesine neden olmaktadır. Malnütrisyon bazı ilaçların emilimini olumsuzlaştırarak etkinliklerini azaltmaktadır. Sindirim sisteminde yeterli ve doğru besinlerin bulunması ilaçların bu sistemde yapacağı olumsuz yan etkileri de önleyebilmektedir. Beslenme ihmal edilerek yalnız ilaçla tedavi hastanın iyileşmesini güçleştirir. Hastanın hastalığına ve ilaç tedavisine bağlı uygun diyet alması zorunludur.
Kısaca diyet demek sadece fit kalmak için yapılan bir kısıtlama veya aç kalma sistemi değildir. Günümüzde diyet tanımının yerini popüler diyet kavramı almaya çalışsada diyet, sağlık veya hastalık durumunda yeterli ve dengeli beslenmeyi ifade eder. Bir kişi diyetteyim dediğinde yanlış şekilde sunulan beslenme listelerini uyguluyor anlamı çıkarılmamalıdır. Belki bu kişi bir hastalık nedeniyle ya da uygun olan ağırlığını korumak amacıyla diyetisyen tarafından hazırlanmış beslenme planına uyuyor olabilir. Bu konuda ikram etmeyi seven bir toplum olarak hassas olmalı, yeme konusunda zorlamamalı saygı göstermeliyiz.
Şu da unutulmamalıdır ki diyet listeleri yalnızca diyetisyenler tarafından bireye özgü hazırlanır ve uygulatılır.
Mutlu, sağlıklı günler diliyorum.
Yazan: Dyt. Yelda ALTINIŞIK
Kaynaklar:
Hastalıklarda Beslenme Tedavisi – Editör Prof. Dr. M. Emel Tüfekçi ALPHAN
Diyet El Kitabı – Prof. Dr. Ayşe Baysal ve ark.