Son yıllarda tüm dünyada obezitenin prevelansı(görülme sıklığı)giderek artış göstermektedir.Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ) verilerine göre dünyada 400 milyonun üzerinde obez ve yaklaşık 1,6 milyardan fazla kilolu birey bulunmakta ve 2015 yılında bu rakamların 700 milyon obez ve 2,3 milyar kadar da fazla kilolu bireye ulaşacağı tahmin edilmektedir.Ülkemizde de tablo hiç iç açıcı değildir.Yapılan çalışmalarda 30 yaş üstü Türk erkeklerin %25,2 ‘ si ,kadınların%44.2 ‘si ,50 yaş üstü erkeklerin %25.7 ‘si kadınların ise %50,2 ‘ sinde obezite tespit edilmiştir.
Obezitenin kalp damar hastalıkları ,diyabet,hipertansiyon,bazı kanser türleri ve kas –iskelet sistemi hastalıklarının oluşumuna da zemin hazırladığı dikkate alındığında ,obezitenin önlenmesi ve tedavisinde ; hekim,diyetisyen,klinik psikolog,fizyoterapist gibi sağlık meslek mensuplarının katılımı ile multidisipliner bir çalışma anlayışı ile sonuç alınabilmektedir.
Obezitenin günümüzde uygulanan tedavisi: diyet tedavisi ,egzersiz programı ve davranış tedavisinden oluşmaktadır.Bu 3 basamaklı tedavinin adı,yaşam tarzı değişikliği programı adını alır.Genellikle bu programla orta dereceli ağırlık kaybı ve sağlık risklerinde azalma görülür.
Tüm dünya ülkelerinde kabul görmüş Diyabetten korunma programı(DPP),yaşam tarzı değişikliği programına örnek teşkil eden bir çalışmadır.Bu program üzerinden bir çalışma yapılmış ve bu çalışmada (DPP,büyük çaplı,birden çok merkezli ve randomize kontrollü bir çalışma özelliği taşır) açlık kan şekeri düzeylerinde bozukluk görülen bireylere ; sırasıyla placebo,metformin ve yaşam tarzı değişikliği tedavisi planlanmıştır.Diyetisyenler tarafından 16 bireysel görüşme şeklinde 24 hafta boyunca yaşam tarzı değişikliği programı uygulanmıştır.4 yıl süren araştırma sonunda diyetisyen tarafından yürütülen yaşam tarzı değişikliği tedavisinde bireylerin ağırlık kaybı ve ulaşılan vücut ağırlığını korumada diğer gruplara göre daha başarılı oldukları sonucuna varılmıştır.
Bilimsel araştırmalarda da görüldüğü gibi diyetisyen hem diyet tedavisinde beslenme bilimini pratik uygulamaya geçirerek sağlıklı besin seçimini sağlıyor hem de sağlık belirteçleri konusunda aldığı eğitimle de besin seçimlerini değiştirecek davranış değişikliğini danışan kişi üzerinde sağlamakta etkin rol oynuyor.
Sonuç olarak obezitenin tedavisinde diyetisyen ağırlık kaybını ve uzun dönem sağlık getirilerini sağlamada etkin bir görev alır.
Obezitenin salgın bir hastalık gibi yayıldığı şu günlerde sağlıklı beslenme önerileriyle de biz diyetisyenler sağlık ocağı ,hastaneler,yurtlar,okullar,
Unutmayalım,yiyeceklerimiz ilacımızdır,sağlıklı günler ,sağlıklı besin tercihleri dileğiyle………
Dyt.Selma Öztürk
Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri