“Ne kadar az yesem de kadar sporda yapsam kilo veremiyorum ”diyenlerden misiniz?
Bunun nedeni aslında D vitamini eksikliği, tiroit hormonlarının yetersiz çalışması, demir eksikliği veya insülin direnci olabilir.
D vitamini eksikliği; sağlıklı kalabilmemiz için yeterli miktarda D vitamini almadığımız anlamına gelir.
D vitamini yiyeceklerden sağlandığı gibi büyük ölçüde güneşten sağlanır. Maalesef Türkiye güneş ışınlarını eğik açıyla alan bir ülke. Bu da eksikliğin görülme prevelansını arttırıyor. Kemiğin ana yapı taşlarından birisi olan kalsiyumun emilmesi için D vitaminine gereksinim vardır.
Vücudun D vitamini ihtiyacı yaşa göre farklılık gösterir. Genellikle koyu renk cilde sahip olanlarda eksikliğin görülme olasılığı fazladır.
Eksiklik kas yorgunluğundan solunum problemlerine kronik bas ağrısından saç dökülmesine kadar birçok soruna davetiye çıkarıyor. D vitaminin eksikliği doğurganlığın azalmasını bile etkileyebiliyor. Açık havada yapılan sporla veya ilâç tedavisiyle eksikliği tedavi edilebilir.
Tiroit bezinin yeterince çalışıp çalışmadığı beynin “hipofiz” adı verilen bölümünden salgılanan “TSH hormonları ”değerleri ile belirlenir. TSH, tiroit bezinde hormon üreten yapıları uyararak daha fazla üretilip kana karışmasını sağlar. Tiroit bezi yeterince çalışmadığında hipofizden TSH salınımı da artar. Gerekli miktarda tiroit hormonu salgılanmadığında dokulara yeterince sağlanamaz.
Hipotirodi bebeklerde ve çocuklarda büyüme ve gelişmede geriliğe neden olabilir. Eğer tedavide geç kalınırsa oluşan zekâ geriliğinin düzelme şansı çok azalır.
Tiroit hormonları “metabolizma hızımızı” belirleyen ana hormondur. Tiroit bezlerinin yavaş çalışması ile metabolizma yavaşlar ve şişmanlık ortaya çıkar. Hipotirodinin en önemli bulgusu hâlsizliktir. Saatlerce uyumanıza rağmen uyandığınızda kendinizi yorgun hissedebilirsiniz. Bir diğer bulguları ise ciddi ve uzun süreli kabızlık, ses kısıklığı, ciltte kuruma, saç dökülmesi gibi birçok probleme neden olmaktadır. Tiroit hormonlarımızın durumunu öğrenmek için 6 ayda bir kan tahlili yaptıralım.
Demir eksiliği, Hemoglobinin yapısında bulunan demirin vücutta kan yapımından, beyin ve zeka gelişimine, bağışıklık sisteminin güçlenmesine kadar birçok işlevi vardır. Eksikliğinin en önemli belirtileri hâlsizlik ve deride soluk görünümdür. Önemli kaynakları: Kırmızı et, yumurta sarısı, pekmez, kuru meyveler ve yeşil yapraklı sebzelerdir. Bununla birlikte demir içeren besinler C vitamini(örneğin limon) ile birlikte tüketildiğinde emilimi arttığı; ancak kalsiyum içeren(örneğin ayran, yoğurt) besinlerle birlikte alındığında emiliminin azaldığı bilinmektedir. Eksikliği görülen bireyler beslenmelerinde bu besinlere yer vermelidir. Vücudumuzdaki düzeyini öğrenmek için kan tahlili yaptırmamız gerekmektedir.
İnsülin vücudumuzda pankreas tarafından salgılanan bir hormondur. Kan şekerinin düşmesini, ihtiyaçtan fazla glikozun yağa dönüşmesini ve depolanmasını sağlar. Basit seker içeriği yüksek, glisemik indeksi yüksek besinler çok sık tüketilirse insülin salınımı artar. Hücreler insüline yanıt veremez. Kan şekeri; kas, karaciğer, yağ dokusu ve beyinde etkili olamaz. “insülin direnci” gelişir.
Karbonhidratların kan şekerini yükseltme etkisine glisemik indeks adı verilir. İnsülin salgısını arttıran besinler “glisemik indeksi yüksek” besinlerdir. Glisemik indeks; aynı miktarda karbonhidrat içeren farklı gıdaların vücutta oluşturduğu farklı kan şekeri yükselmesidir. Bunun nedeni, yiyeceklerdeki karbonhidratların sindirim sisteminden farklı hızlarda emilmesidir. Glisemik indeksi yüksek olan besinler muz, üzüm, kavun, karpuz, incir, havuç ve haşlanmış patatestir. Bu meyveleri seyrek olarak tüketmeli, havuç ve patatesi de yemek içinde karışmış olarak yemeliyiz. O zaman kan şekeriniz hızlı yükselmez. Glisemik indeks karbonhidratın türüne ve içinde bulunduğu gıdadaki lif oranına, gıdanın sıvı veya katı oluşuna, o öğündeki yağ miktarına göre değişir. Beslenmemizde glisemik indeksi düşük besinlere ağırlık vermemiz gerekiyor. Glisemik indeksi düşük gıdalar araasında; soya fasülyesi,barbunya,bulgur,tam buğday ekmeği ve kuru fasülye yer alır.
Açlık insülin değeri ile açlık glikoz değeri çarpılıp 405 e bölünür. Çıkan değer 2.7 nin altında olması gerekiyor. Bu değerden yüksek olması insülin direncinin olduğunu gösteriyor.
İnsülin direncimizin olmadığı, metabolizmamızın yavaş çalışmadığı sağlıklı günler diliyorum.
Kaynakça:
www.gidagundemi.com
www.vitaminrehberi.org
Dyt.Hatice Karslıoğlu’nun yazısı
www.endokrinoloji.com
Diyetisyenler için özel etkinlik
Romatoloji Sağlık Profesyonelleri Derneği Tanışma ve Bilgilendirme Webinarı Tarih: 5 Ağustos 2024 Saat: 20.00 -…
Değerli Meslektaşlarımız, 20-21 Eylül 2024 tarihleri arasında çevrimiçi gerçekleştirilecek "Onkolojide Beslenmeye Güncel Bakış" konulu kursumuza…
Etkinlik linki : sporbeslenmevetakviyekongresi.com Eğitim Ücreti : Ücretsiz Kayıt Son Gün : 27 Mayıs 2024…
Merhaba Arkadaşlar, Kayseri Sivas Caddesinde yaklaşık 4 yıldır hizmet vermekte olan Diyetisyen Ofisimizi devir etmeyi…
Etkinlik tüm öğrencilerine açıktır. Etkinliğe katılım ücretsizdir, katılımcılara e-katılım sertifikası verilecektir İZTÜ’DE ÖĞRENCİ DİYETİSYENLER BULUŞUYOR!…