Sivas Cumhuriyet üniversitesinde görev yapan Türk Sağlık-Sen üyesi hemşirenin askeri personel olan eşinin tayini çıkması üzerine yaptığı tayin başvurusunun üniversite tarafından sözleşmeli iken kadroya geçtiği ve 5 yıl tayin yasağı olduğu gerekçesi ile red edilmişti.
Red işleminin iptali için Türk Sağlık-Sen tarafından dava açılmış Üniversite Hastanesi red işlemi ile ilgili yaptığı savunmada hemşirenin sözleşmeli iken kadroya geçtiği 6495 Sayılıyı yasanın 9. maddesine göre 5 yıl süreyle başka kurum ve kuruluşlara naklinin yapılamayacağı ve 5 yıl nakil yasağının emredici bir hüküm olması nedeniyle davanın reddedilmesini talep etti.
Sivas İdare Mahkemesi ise verdiği kararda söz konusu kanun maddesinin kişilerin atama durumunu düzenlediğine dikkat çekerek “ uyuşmazlık konusu olayda davalı idarece kanun hükmü gösterilerek muvafakat verilmemiş ise de mazeret durumundan söz edilmediği için mazeret durumunda yukarıdaki metni aktarılan hüküm uyarınca 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun uygulanacağı kuralına yer verilmiştir’ diyerek red işlemini iptal etmişti.
Cumhuriyet Üniversite Rektörlüğü’de söz konusu mahkeme kararının bozulması için Danıştay’a başvurmuştu. Davayı görüşen Danıştay 12. Dairesi ise verdiği kararda İdare mahkemesinin verdiği kararın ve dayandığı gerekçenin hukuka ve usule uygun olduğuna hükmederek temyiz başvurusunu reddederek kararı onadı. Böylelikle sözleşmeli iken kadroya geçen ve ve 5 yılını doldurmayan memura mazerete tayininin yolu açılmış oldu.
5 yıl nakil yasağının mağduriyete neden olduğuna dikkat çeken Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci “ Kadroya geçen sözleşmelilere 5 yıl nakil yasağı uygulanması hem insani değildi. Hem de hukuka ve hakkaniyete aykırıydı. Nitekim Danıştay açtığımız dava sonucunda verdiği onama kararı ile bunun yanlışlığını tescillemiş ve mazeret tayininde bu hükmün uygulanamayacağına karar vermiştir. Ailelerinden uzak, eşleri ayrı illerde çalışmaya mecbur kalan memurlarımız için sevindirici bir karar olmuştur. Kamu artık memurun aile yaşamını olumsuz etkileyen bu tür kısıtlamalardan vazgeçmelidir.’ dedi.