İNSÜLİN DİRENCİ NEDİR VE BESLENME TEDAVİSİ NASIL OLMALIDIR?
İNSÜLİN DİRENCİ NEDİR?
İnsülin direncini açıklamadan önce insülin hormonu ne demek buna bir göz atalım. İnsülin pankreasın beta hücrelerinden üretilen şeker metabolizmasını düzenleyen bir hormondur. İnsülin bu düzenlemeyi yaparken “insülin reseptörü” adı verilen bir yapıya bağlanır ve aktive olur. Bu reseptör, çeşitli nedenlerle insülinin bağlanmasına izin vermez ise; insülin kanda yeterli miktarda olduğu halde görevini yapamaz. Dokularda insüline karşı direnç oluşur. Yani insülin direnci vücuttaki şekeri kontrol etmek için salgılanan insülinin etkisini göstermesindeki zorluktur. Uzun süren insülin direnci durumunda tip 2 diyabet, kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon ve bazı maligniteler (kolon, meme, endometrial) gelişebilir.
KİMLERDE GÖRÜLEBİLİR?
-Günümüzde tüketimi artan fastfood tarzı yiyecekler, yetersiz lif alımı, yetersiz fiziksel aktivite sebebi ile oluşan obeziteye sahip kişilerde insülin direnci oluşabilir.
-Ailesinde insülin direnci olan bireylerde görülme sıklığı artar. Genetik faktörler etkilidir.
-Gençlerde büyüme hormonu yüksekliğinden dolayı yine insülin direnci oluşabilir.
BELİRTİLERİ NELERDİR?
Yemekten sonra çabuk acıkma, doygunluk hissinin geç oluşması, 2-3 saat aralıklar ile açlık hissinin oluşması, tatlı yeme isteğinin artması, ellerde soğukluk ve titreme, hızlı kilo artışı ve bu kiloları verememe, yorgunluk, halsizlik ve bel çevresinde simit şeklinde yağ birikimi çok sık görülen belirtilerdir. Boyun, sırt, diz kapağı ve dirsekler gibi cildin bazı bölgelerinde koyulaşma ileri insülin direncinin belirtileri olabilir. Eğer bu tip belirtiler varsa dahiliye, endokrinoloji yada metabolizma doktoruna başvurunuz.
İNSÜLİN DİRENCİ NASIL HESAPLANIR?
İnsülin direncini hesaplamada bir çok yöntem vardır. Genel olarak İnsülin direnci hesaplamada HOMA-IR değeri kullanılır. Sağlıklı bir insanda HOMA-IR değeri 2,5 mg/dl’ nin altında olmalıdır. Bu değeri 8-10 saatlik açlık sonrası ölçülen kan şekeri ile açlık insülin düzeyi değerlerinin birbiri ile çarpılıp 405’e bölünmesi sonucunda bulabiliriz. Eğer çıkan değer 2,5mg/dl ve üstünde ise kişide insülin direnci vardır.
TEDAVİSİ NASIL OLUR?
İnsülin direnci tedavisinde öncelikle bir kan testi yapılarak direnç seviyesi ölçülür.. Başlıca tedavi yöntemleri diyet, egzersiz ve ilaç tedavisinden oluşmaktadır
İnsülin direncinin ilaçla tedavisinde; metformin ve tiyazolidindiyon gurubu ilaçlar yer almaktadır. Metformin insülin direncini azaltır ve bozulmuş glukoz toleransında düzelmeye yol açar. Diyabeti olmayan temelde insülin direnci olan hastalarda tip 2 diyabetin başlangıcını geciktirir. Tedavi kulavuzlarında diyabet prevansiyonu için önerilen tek farmokolojik ajan bugün için metformindir. Tiyazolidindiyon gurubu ilaçlar peroksizom proliferatör aktive reseptör gamayı aktive eder ve insülin direncinde genel bir azalmaya neden olurlar. İlaçlar doktorun uygun gördüğü şekilde verilir.
Beslenme tedavisininde ise ; tanı konulduktan sonra mutlaka diyetisyenle görüşülüp uygun bir beslenme programı oluşturulmalıdır. Uygulanacak olan beslenme programı kişiye özel olmalıdır. Kişinin kilo, boy, yaş, fiziksel aktivite, cinsiyet, başka hastalığının olup olmaması vb. gibi özelliklerine bakarak uygun bir beslenme programı oluşturulmalıdır. Kişinin kan şekeri regülasyonu için protein, karbonhidrat ve yağlardan gelen enerji dengeli olmalıdır. Vücut ağırlığının %5-10’u kadar kilo verilmesinin insülin direncini azalttığı gösterilmiştir. Alkol kullanımı sınırlandırılmalı, sigara kesilmelidir. Düzenli egzersiz yapmak, oksidatif enzimleri ve GLUT-4’ü arttırarak, kapillariteyi arttırarak ve santral adipoziteyi azaltarak, insülin direncinin azalmasında önemli etkileri olur.
GLİSEMİK İNDEKS
Yapılan araştırmalarda düşük glisemik indeksli besinlerin özellikle diyabet ve insülin direnci gibi hastalıkların beslenmesine eklendiğinde sağlık üzerine olumlu sonuçlar verdiği görülmüştür. Tüketilen miktar, pişirme ve işleme yöntemi, besinde bulunan nişastanın çeşidi, besinin fiziksel hali ve posa içeriği gibi birçok faktör glisemik indeksi etkiler. Pirinç, patates, mısır gevreği, balkabağı, glikoz şurubu, mısır şurubu, beyaz un, pirinç unu gibi besinler glisemik indeksi yüksek olan besinlere örnek olarak verilebilir. Beyaz un, şeker, bal, reçel, patates, pirinç, makarna, bezelye, havuç gibi besinlerin tüketimi sınırlandırılmalıdır. Bu besinlerin yerine bulgur, yulaf, çavdar ekmeği, tam buğday ekmeği, kepek ekmeği, tam buğday unundan yapılmış makarna ve meyve gibi besinler tercih edilebilir.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
İşlenmiş besinlerden uzak durulmalıdır. Kısa dönem şok programlar uygulanmamalıdır.
Kan şekerinin hızla yükselmemesi için karbonhidrat kaynakları tek başına tüketilmemelidir, yanında protein kaynağı bir besinle birlikte tüketilmelidir
Vücut ağırlığının 6 ayda yaklaşık %5-10’unun azaltılması hedeflenmelidir. Bireyin günlük mevcut kalori alımı hesaplanmalı ve ortalama 400-600 kcal azaltılmalıdır.
Haftalık 0.5-1kg ağırlık kaybı hedeflenmelidir.(Bireyin metabolizmasına göre değişebilir.)
Sürdürülebilir, uygulanabilir ve lezzetli bir program hazırlanmalıdır..
Kaynaklar
http://maltepetipdergisi.org/pdf/pdf_MTD_172.pdf
http://www.journalagent.com/istanbultd/pdfs/ITD-78941-REVIEW-ALTUNOGLU.pdf
https://dergipark.org.tr/download/article-file/457336
https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberleri/insulin-direnci-nedir