İÇİNDEKİ MUCİZE: ANNE SÜTÜ
Anne sütü çağlar boyu mucizevî bir besin olma özelliğini korumuştur.
Tarihte bilinen en eski kaynaklardan Ebers Papirus’ta, anne sütünün bebek beslenmesinde tek besin olup bebeğin 3 yaşına basana kadar anne sütüne devam etmesi gerektiği belirtilmiştir. Babiller, baş tanrıçaları İştar’ı bebeğini emzirirken tasvir etmişlerdir. Yakut Türklerinde ise analık tanrıçası Ayzıt’ın bebeğin ağzına süt damlatarak can verdiğine inanılmıştır. (1,2)
“Bebek mümkün olduğu kadar anne sütü ile beslenmelidir. Çünkü anne sütü, bebek daha anne kanında iken onu besleyen kana, en çok benzeyen besindir.”
İbn-i Sina (980-1037)
Anne Sütü
Anne sütü; bebek için en uygun miktar ve kalitede besin içerikleri içeren, temiz, taze ve uygun sıcaklıkta olan tek besin kaynağıdır. En önemli özelliği ise içeriğindeki miktarların bebeğin yaşına ve özel durumuna göre değişmesidir. Örneğin prematüre doğum yapan anneler; bebeklerinin ağırlığına, kaldırabileceği böbrek solüt yüküne göre süt salgılarlar.(3)
Anne sütünün %87’ si sudur. Makro besin öğelerinden protein, yağ ve laktoz önemli bir kısmını oluşturur. İçeriğindeki whey proteinleri bağışıklık sisteminin gelişmesinde görev alırken, laktoferrin de immünolojik olmayan savunma sisteminde görev alır. (4,5,6)
Uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitlerinden zengindir. Bu sayede görme fonksiyonlarının ve sinir sisteminin gelişmesinde rol oynar. (4)
Anne sütündeki laktoz, kolay ve yavaş sindirilerek kan şeker düzeyini yeni doğana göre ayarlamaktadır. Özellikle kalsiyum emilimine yardımcı olmaktadır. Ayrıca laktozun diğer bir bileşiği olan galaktozda kalsiyum emiliminde ve beyin gelişiminde olumu etki etmektedir.
Anne sütü içeriğini makro besinler dışında birçok öğe oluşturmaktadır. Bunlar: Antimikrobiyal peptitler,oligosakkaritler, immünglobulinler, enzimler, hormonlar, sitokinler. Tüm bu biyoaktif maddeler; bebeğin sindirim kanalının, barsak mikroflorasının, barsakla ilişkili lenf dokunun gelşmesini sağlamaktadır. Ayrıca bebeğin immün sisteminin gelişmesine yardımcı olur, hücrelerin uyarılmasını sağlar. (7)
Anne Sütü 3 Ayrı Döneme Ayrılır:
1-Kolostrum: Doğumdan sonra (postpartum) ilk 5 gün boyunca salgılanan süttür.
2- Geçiş Sütü (Transitional): Kolostrumdan sonra 5-15. günler arasında salgılanan süttür.
3-Mature Süt (Olgun): 15. günden sonra salgılanan süttür.
☻Kolostrum(ağız sütü), bebeğin ilk aşısıdır. Kolostrumun en önemli özelliği bebeğin gastrointestinal sistem fonksiyonlarını düzenlemesi ve bebeği enfeksiyonlara karşı koruyucu özellik göstermesidir. Bu nedenle bebek doğar doğmaz sadece anne sütü içmesi gerekmektedir. Bazı toplumlarda bebeğe ilk şekerli su gibi ürünler içirilmeye çalışmaktadır. Bu çok yanlış ve tehlikeli bir davranıştır. Bebek 6 ayını doldurana kadar, eğer annenin sütü yeterliyse ve anne sütünü bebeğin içmesine engel bir durum yoksa sadece anne sütü verilmelidir.
Süt Salgılanmasına Etki Eden Başlıca İki Hormon Vardır: Prolaktin ve Oksitosin
♦Prolaktin: Süt salgılanmasını uyaran hormondur. Doğumdan hemen sonra bebeğin anne ile birlikte olması gerekmektedir. Bebeğin meme ucuyla temas etmesi sonucu duygusal ileti beyne gönderilir. Hipofizin ön lobundan prolaktin kan yoluyla memeye ulaşır ve süt salgılanmasında görevli hücreleri uyarır. Bebek anneyi ne kadar çok emerse bir sonraki emzirmede o kadar fazla süt üretilmektedir. Prolaktin geceleri daha fazla üretilmektedir. Böylece geceleri emzirmek anneyi rahatlatmaktadır.
♦Oksitosin: Hipofiz bezinin arka lobundan salgılanmaktadır. Sütün süt kanallarından ilerlemesini sağlayan hormondur. Ayrıca doğumdan sonra rahimin toparlanmasını sağlar.
Anne Sütünün Bebeğe Sağladığı Yararlar
- Tamamlayıcı beslenmeye erken başlanması ve inek sütüyle erken tanışma, insülin yapımından sorumlu pankreas beta hücre harabiyetine böylece de Tip 1 DM için risk oluşturduğu belirtilmiştir. (10-11) Taşkın ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada Tip 1 DM tanısını ilk kez alan 74 hasta incelenmiş ve bu hastaların %34’ ünün bebeklik çağının ilk 6 ayında inek sütü veya inek sütüyle hazırlanmış mamalarla beslendiği ortaya çıkmıştır. (12)
- Son yıllarda çocuklarda obezite ve Tip 2 DM çok sık rastlanmaya başlanmıştır. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki anne sütüyle beslenen bebeklerin, çocukluk dönemlerinde obeziteyle karşı karşıya kalma oranı düşüktür. (13) Weng ve arkadaşlarının anne sütü alan ve almayan bebekleri karşılaştırdığı bir çalışmada, anne sütü alan bebeklerin çocukluk çağında fazla kilo alma oranının %15 daha az olduğu görülmüştür. Bouret’ te, anne sütünün içeriğinde bulunan leptin ve ghrelin hormonlarının hipotalamustaki iştahı düzenleyen sistemleri kalıcı olarak etkilediğini belirtmiştir. (14)
- Anne sütünün ağrı azaltıcı özelliği de bulunmaktadır. DSÖ, bebeğin aşılama öncesinde emzirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. (15)
- Yine yapılan çeşitli çalışmalar göstermiştir ki anne sütü, içeriğindeki çoklu doymamış yağ asitleri ile zeka ve beyin gelişimine olumlu katkı sağlamaktadır. Böylece bebeklerin psikomotor gelişim süreci hız kazanmakta ve görme fonksiyonları daha kolay olmaktadır.
- Emzirmenin başında gelen süt karbonhidrattan zenginken sonuna doğru gelen süt yağdan zengindir. Bebekte doygunluk oluşturarak bebeğin fazla tüketmesini engellemekte, böylece obezite riskini azaltmaktadır. Ancak inek sütü tüketen bebeklerde susuzluk artmakta ve daha fazla tüketmeye neden olmaktadır. Bu da obezite prevelansını arttırmaktadır. (8-9)
KAYNAKÇA
(1) Tetik BK. [Current information on consultancy of breast milk and breast-feeding]. Ankara Med J 2016;16(1):115-8.
(2) Tolunay O. [Breastfeeding in history of Turkish medicine]. Lokman Hekim Journal 2014;4(3): 610.
(3) T.C. Sağlık Bakanlığı. Anne Sütü. Samur Eroğlu G, editör. 2. Baskı. Ankara: Reklam Kurdu Ajansı; 2012. p.21.
(4) Gür E. [Breastfeeding]. Turk Arch Ped 2007; 42 Özel Sayı:11-5. 12
(5) Sjögren YM, Duchén K, Lindh F, Björkstén B, Sverremark-Ekström E. Neutral oligosaccharide s in colostrum in relation to maternal allergy and allergy development in children up to 18 months of age. Pediatr Allergy Immunol 2007;18(1):20-6.
(6) 27. Atıcı A, Polat S, Turhan AH. [Breastfeeding]. Turkiye Klinikleri J Pediatr Sci 2007;3(6):1-5.
(7) Yardımcı H, Özfer Özçelik Ç. [Breast milk oligosaccharides and their impact on health]. STED 2015;24(2):69-72
(8) Aydın İ, Özgürtaş T, Turan Ö, Koç E, Hırfanoğlu İ, Açıkel C, et al. [Biochemical comparison of preterm and term newborn’s mother’s milk]. Türk Biyokimya Dergisi 2009;34(4):242-9.
(9) Giray H. [Breastfeeding]. STED 2004;13(1): 12-5.
(10) Abacı A, Böber E, Büyükgebiz A. [Type 1 diabetes]. J Curr Pediatr 2007;5:1-10.
(11) Arslan SM, Topaloğlu O, Şahin M, Delibaşı T. Evaluation of preventive studies in type 1 diabetes mellitus. Turk Jem 2013;17:38-45.
(12) Taşkın E, Yılmaz E, Kılıç M, Ertuğrul S. [The epidemiological features of the type I diabetes mellitus]. Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 2007;21(2):75-9.
(13) Önal Z, Adal E. [Obesity in childhood]. Okmeydanı Tıp Dergisi 2014;30(Ek Sayı 1):39-44.
(14) Bouret GS. Neurodevelopmental actions of leptin. Brain Res 2010;1350:2-9.
(15) World Health Organization (WHO). The Weekly Epidemiological Record (WER). Vol 90. WHO; 2015. p.505-16.
Dyt.Sümeyra POLAT