Glisemik indeks (GI), farklı yiyeceklerdeki aynı miktarda karbonhidratların farklı kan glikoz yanıtı oluşturmasına dayanır. Glisemik indeks, 50 g sindirilebilir karbonhidrat içeren test edilen besin tüketildikten sonra 2 saat boyunca (diyabetli kişilerde 3 saat boyunca) oluşturduğu kan glikoz artış alanı, aynı miktarda karbonhidrat içeren referans besinin oluşturduğu artış alanı yüzdesi olarak hesaplanır.

Bazı epidemiyolojik çalışmalar ve araştırmalar diyabet, kalp-damar hastalıkları ve şişmanlık gibi kronik hastalık risklerinde düşük GI’in olumlu etkileri olduğunu göstermiştir. GI değeri düşük olan yiyecekler kan şekerinin daha yavaş yükselmesine neden olmaktadır. Özellikle diyabetli hastaların diyetlerinde düşük GI’li besinlerin kullanılması önemli ölçüde yarar sağlayacaktır.

[vc_cta h2=”Düşük GI’li diyetin yararları şöyle sıralanabilir:” style=”flat” color=”purple”]

  • Glisemi kontrolünü iyileştirir,
  • insülin duyarlılığını iyileştirir,
  • Kalp-damar hastalık riskini azaltır,
  • Tip 2 diyabet riskini azaltır,
  • Vücut ağırlığı üzerinde olumlu etkileri vardır,
  • Enerji alımında ve deposunda azalma sağlar. [/vc_cta]

Diyabet ve Glisemik indeks                                                                                            Yüksek glisemik indeksli yiyeceklerin sürekli tüketimi ile 24 saatlik kan glikozu ve insülin seviyelerinin yükseldiği bilinmektedir. Ayrıca diyetin glisemik yükünün yükselmesi hiperglisemi ve hiperinsülinemiye neden olur (Alphan, 2008). GI’i yüksek besinler kan glikoz seviyesinin aşırı yükselmesine neden olarak insülin salınımını artırmaktadır. Bu durum uzun vadede vücudun insüline duyarsızlaşmasına ve tip 2 diyabet gelişmesine yol açabilmektedir.

Kalp – Damar Hastalıkları ve Glisemik indeks                                                                Yüksek posa ve düşük glisemik indeks içeren diyetler, kan lipidlerini azaltır. Bununla birlikte yüksek glisemik indeksli diyetler, HDL-kolesterol metabolizmasını değiştirir ve kan HDL kolesterol düzeyini düşürür (Mercanlıgil, 2008).

Şişmanlık ve Glisemik indeks                                                                                Yıllarca diyet rehberlerinde kilo vermek için düşük yağlı, yüksek karbonhidratlı diyet önerilmiştir. Ancak az yağ alımı önerileri şişmanlıktaki artışı engelleyememiştir. Düşük GI ve yüksek protein içeren alternatif diyetlerle, diyetin glisemik yükü ve insülin talebi azaltılarak yağ oksidasyonu geliştirilebileceği bildirilmiştir (McMillan-Price ve ark., 2004).

KENAN YILDIRIMGlisemik indeks ve glisemik yükün sağlığı koruyucu, hastalık semptomlarını azaltıcı ve kronik hastalıkların ilerlemesinde önleyici etkisinin olduğu görülmektedir. Ancak, bazı araştırma sonuçları bu etkiyi desteklememektedir. Bu durum, GI’in sağlık üzerindeki etkisi hakkında yeni araştırmalara ihtiyaç olduğunu göstermektedir.

Kenan Yıldırım
Doğu Akdeniz Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik

mail-grubu