DİYETTE BAŞARILI OLMANIN SIRLARI
Diyette başarılı olmaya çalışmadan önce diyet kelimesinin anlamını iyi anlamak gerekir. Diyet kelimesi Yunanca kökenli ‘diaita’ kelimesinden gelir. Diaita, yaşam tarzı demektir. Fakat biz Türkler diyet kelimesini birçok yiyecek ve içeceğin yasak olması veya aç kalmak olarak algılarız. Aslında anlamamız gereken nokta sağlıklı yaşam tarzımızı bulmaya çalışmak olmalıdır.
Sağlığın sırrı, yiyecekleri kısıtlamadan değil doğru ölçüde tüketmekten geçiyor. Kısıtlanan ya da yasaklanan her şey bireye çok daha çekici gelir, bu nedenle hayatımızdan yasakları kaldırmalıyız. Beden kısıtlama ve yasaklardan uzaklaştıkça, doğru ve sağlıklı beslenmeyi öğrenmekte ve daha mutlu şekilde adapte olmaktadır. Bu algıyı değiştirmek her ne kadar güç olsa da yeni beslenme düzenine ve ölçü kavramına uyabileceğimizi bilmeliyiz, çünkü aslında tüm vücudu ve beslenme şeklimizi etkileyen en büyük faktör psikolojimizdir.
Etrafımızda kilo problemi olan ve ya olmayan birçok bireyin diyet yaptığını ya da yapmaya çalıştığını görürüz. Fakat en küçük psikolojik bir neden bu diyetin bozulmasına ve sonra sıfırdan başlamasına neden olur. Peki, nedir bu diyeti başarıya ulaştıracak olan nokta?
Öncelikle ‘diyet’ kelimesini anlamak ve bu uygulamayı gerçekten isteyip istemediğimize kesin bir karar vermemiz gerekiyor.
İkinci olarak, biz insanlar kusursuz makineler değiliz, bunu kabul etmek gerekir. Yani beslenme düzenimizde bazen bazı şeyler yolunda gitmeyebilir ve aslında yemememiz gereken besinleri tüketebiliriz. Bu durumda hatayı fark edip düzeltmek gerekir. Örneğin, fazla tüketilen bir öğünden sonra 15-20 dakika daha fazla tempolu yürüyerek kalori dengesini sağlamaya çalışmalıyız.
[vc_cta h2=”Diğer bir nokta ara öğünlerdir.” style=”flat” color=”violet” css_animation=”top-to-bottom”]Tüm diyetisyenler ana öğünlerin arasında mutlaka ara öğünler tüketilmesini söyler. Ara öğünün sırrı, ana öğün kadar tok tutucu ve metabolizmayı hızlandırıcı etkisi olmasıdır. Olmazsa olmazdır.[/vc_cta]
Fiziksel aktivitenin arttırılması da metabolizmayı hızlandıracak, metabolik yaşı düşürecek ve vücut sistemlerini düzene sokabilecek güçte bir uygulamadır. Haftada 3 gün 35-40 dakikalık yürüyüşler kilo vermeye çalışan bir birey için idealdir. Eğer işiniz çok yoğunsa veya çocuklarınızdan kendinize vakit ayıramıyorsanız en azından işinize gidip evinize dönerken arabanızı evinizden biraz daha uzak bir otoparka bırakıp yürüyebilirsiniz veya toplu taşıma kullanıyorsanız 2-3 durak önce inip evinize kadar yürüyerek gidebilirsiniz.
Son olarak, evimizdeki tabakları daha küçük tercih etmek işimizi kolaylaştırır. Örneğin; 4 yemek kaşığı sebze yemeğini büyük bir tabağa koyduğunuzda mı yoksa küçük bir tabağa koyduğunuzda mı daha büyük hacimli bir yemek olarak algılarsınız? İşte bu nedenle, küçük porsiyonlu tabaklar tercih etmek aslında bizim önce gözümüzün doymasına daha sonra psikolojik olarak bedenimizin de doymasına yardım eder.[vc_cta h2=”Cansu Beril KIZILIRMAK” style=”flat” color=”vista-blue” css_animation=”top-to-bottom” btn_add_icon=”true”]İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümü[/vc_cta]
