Gebelik döneminde sağlıklı beslenme, kadınların fazlaca hassasiyet gösterdiği konulardan biridir. Hassasiyet gösterilmesi önemlidir, fakat doğru yapayım derken yanlış yapma ihtimali de oldukça yüksektir. Bunlardan başlıcası ise, MUZ TÜKETİMİ. Özellikle muz diyorum çünkü günde neredeyse 10 porsiyona yakın (500gr) muz tüketen gebeler mevcut. 1 adet orta boy muzun yaklaşık 3 porsiyon meyveye denk olduğunu düşündüğümüzde ortaya çıkan tablo korkunç! Dahası olgun bir muzun kan şekerini etkileme hızı diğer meyvelere oranla daha yüksektir.

İnternette yazılan veya kulaktan kulağa yayılan; muz bebeği besler, güzelleştirir, anneyi güçlendirir… gibi cümleler muz tüketimine teşviği artırmaktadır. Sadece muz için değil, Her zaman olması gerektiğini söylediğimiz ‘yeterli ve dengeli beslenme’ kuralı gebelikte ihlal edilmekte, ‘’canımın istediği besinlerden istediğim kadar yiyebilirim’’ düşüncesiyle istemsiz bile olsa hatalı bir tavır sürdürülmektedir. Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmenin kişiye özel olması gerektiğinden, gebe kadınların günlük alması gereken enerji ve tüketmesi gereken besinler de farklılık göstermektedir. Bu durumda yapılması gereken, her gebe kadının bir diyetisyen eşliğinde gebeliğini tamamlamasıdır. ‘’Sen iki canlısın daha fazla yemelisin’’ Cümlesinde yer alan ‘daha fazla’ kelimesi her gebe kadın için geçerli değildir.

Muz, pekmez, incir, meyve suları, ceviz, fındık, et, süt, yumurta… gebelik süresinde miktarları bilinçsizce artırılarak tüketilen besinlerden bazılarıdır. Tüm besin gruplarının, bireysel gereksinimler ölçüsünde olması gerekir. Bireysel gereksinimlerin altında veya üstünde besin tüketimi farklı sonuçlar meydana getirebilir; Gestasyonel Diyabet gibi…

Gebelik Diyabeti olarak da tanımlanan Gestasyonel Diyabet (GDM), daha önceden diyabeti bulunmayan bir kadında, gebelik sırasında ortaya çıkan ve bebeğin doğumu ile birlikte genellikle ortadan kaybolan, geçici bir diyabet şeklidir. Ailede diyabet öyküsünün olması, 35 yaş üzeri gebelikler, daha önceki gebeliklerinde 4 kilogram ve üzerinde bebek doğurmuş kadınlar ile fazla kilolu veya obez kadınlarda görülme sıklığı artmaktadır.

GDM tanısı alan kadınlar, makrozomi (doğum ağırlığı 4500 gr ve üstünde olan bebekler), hidramnios (amnion sıvısının 2000ml aşması), ketoasidoz, hipertansiyon, erken doğum ve sezaryen gibi obstetrik komplikasyonlar açısından risk altındadır. Kontrol edilmediği takdirde ilerleyen dönemde anne ve çocuk için tip 2 diyabet riski artmaktadır.

Özetleyecek olursak, her şeyin ‘daha fazlası’ yenilmemelidir. Ölçü şarttır.
Ne demiş Hipokrat ‘’Yedikleriniz ilacınız, ilacınız yedikleriniz olsun.’’

Bütün hayatınızla birlikte, gebeliğinizin de sağlıklı geçmesi dileğiyle…

Diyetisyen Elif M. Avcı Dursun

mail-grubu