Top 5 This Week

Related Posts

Pandemi Süreci Sonrası Beslenme Yönetimi

Pandemi Süreci Sonrası Beslenme Yönetimi – Diyetisyen Eda Bayazıt

1 Mart 2022 tarihli bilim kurulu kararlarının neler olacağını hemen hepimiz çok merak ediyorduk. Yaklaşık 2 yıldır süren tüm dünyayı etkisi altına alan maddi ve manevi yönden toplumları etkiyen süreç artık yerini özlemini duyduğumuz eski günlere yavaş yavaş bırakacak. HES kodu uygulamasının kaldırılması, açık alanlarda maske kullanımının sona erdirilmesi, kapalı alanlar havalandırılmış ise kontrollü maske kullanımı, izolasyonda yapılan değişiklikler alınan kararlardan birkaçıydı. Birazda olsa normalleşmeye adım attığımızı haber veren açıklamalardı. Süreç içerisinde sık sık evlere kapandık. Yemek yeme ise can sıkıntısını gideren bir eyleme dönüşmüştü. Ekmek, pasta yapımı derseniz hobi olmuştu. Kişisel ekmek, pasta yapımı yarışmalarına ve sosyal medya paylaşımlarına çoğumuz şahit olduk. Karbonhidrat ağırlıklı beslenme ve hareket kısıtlılığı obeziteye ve haliyle kronik hastalıklara davetiye çıkardı. Bizler; beslenme uzmanları süreçle ilgili sorunları önleyici farklı çalışmalar yaptık. Evde kalınan süreç de, hastalık esnası ve sonrasında nasıl beslenilmeli? sorusunun cevabını arayanlara sosyal medya, televizyon, gazete, dergi vb. iletişim araçlarıyla  ulaşım sağlandı. O sıkıntılı süreç geride kaldı. Artık normalleşmeye geçiyoruz. kendinize çeki düzen verip daha sağlıklı, huzurlu ,mutlu, hareketli, sosyal hayata merhaba deme zamanı.

O halde normalleşme sürecinde obeziteyi ve kronik hastalıkları önlemenin yolları neler?

Nasıl önlem  alabiliriz? Bu konuda önerilerde bulunmak istiyorum.

En az 2 litre su için.

Metabolizmanın  canlılığı için su en elzem içecektir. Susamadan içmeye çalışın çoğu kez açlık ve susuzluk birbiriyle karıştırılabilir. Dikkatli olunmalıdır .

Lif içeren besinleri tüketin. Lifli besinler doygunluğu sağlayarak iştahınızı baskılar. Sebze, meyve, kuru baklagiller ve yulaf lif yönünden oldukça zengindir. Özellikle yulaf beta glukan içerir. Kan kolesterolünü de düşürür. Bağırsakların düzenli çalışmasını destekler.

Protein içeren besinleri öğünlerinizde mutlak bulundurun. Protein içeren besinlerin tokluk sağladığı ve metabolizmayı hızlandığı unutulmamalıdır.

Öğünler arası süre en az 2.5 3 saat olmalıdır.

Bu süre uzun olursa insulin regülasyonu açısından daha etkili olur. Vücuda alınan karbohidrat içeriği yüksek besinler fazla insulin salınımına neden olur. Kan şekeri kontrolü zorlaşır. Sık sık açlık hissi oluşur. iştah kontrol edilemez. Öğün zaman aralığını 4 saate kadar uzatmak oldukça etkilidir

Probiyotik ve kalsiyumdan zengin olan yoğurt ve kefiri sofranızdan eksik etmeyin. Tok tutan hem ana hem ara öğünde tercih edilecek çok faydalı besinlerdir.

Yeşil Çay içmeye özen gösterin. Yeşil çay kateşin başta olmak üzere Polifenoller ve kafein içerir. Metabolizmayı hızlandırıcı, antioksidan  özellik taşır. Yaşlanmayı geciktirir. Zayıflamada etkilidir. Günlük 2 fincan tüketilebilir.

Tarçın tüketin. İçeriğindeki krom minareli kan şekerini dengeler. Çubuk tarçını su ve çayınıza, toz tarçını süt içerken sütünüze ekleyebilirsiniz.

Düzenli uyuyun.

En geç gece 23 de yatakta olun. Metabolizmanın düzenli çalışmasında etkili olan hormonlardan büyüme hormonu ve melatonin saat 23 ile 04 arası etkin salgılanmaktadır. Yeterli ve düzenli  salgılanması iştah ve kilo kontrolünün sağlanmasında etkilidir.

Son olarak, tabi ki egzersiz yapın.

Her gün 10000 adım atmaya çalışın. Minumum 6000 adımla başlayın. Egzersiz stresle baş etmede ve metabolizmanın düzenli olarak çalışmasında etkilidir. Hareket azaldığında iştahı kontrol etmek zorlaşır.

Sağlık ve afiyet dolu günler sizlerle olsun.
Diyetisyen Eda Bayazıt
eda.bayazit1@gmail.com

Popular Articles