CUSHİNG SENDROMU NEDİR ?
Cushing sendromu halk arasında fazla bilinmeyen bir hastalık olmakla birlikte, vücutta böbrek üstü bezinin fazla çalışmasına bağlı olarak kortizol hormonunun fazla üretilmesi sonucu gelişen bir hastalıktır. Daha çok 20-40 yaş arası kadınlarda görülmektedir. Böbrek üstü bezi birkaç nedenden dolayı fazla çalışarak, kortizol hormonunun normalin üstünde değerlerde salgılanmasına neden olabilmektedir. Bu nedenlere bakıcak olursak;
1-Böbrek üstü bezlerinden salgılanan kortizolün yüksek olması.
2-Böbrek üstü bezinde olan bir hastalık (tümör) sonucu kortizolün aşırı miktarda üretilmesi.
3-Bazı hastalıkların tedavisinde gerekli olan kortikosteroidlerin uzun süre yüksek dozda kullanılması.
Cushing sendromu birçok belirtiyle kendini gösterebilmektedir. Bu belirtiler arasında,
-Obezite -Kıllanma
-Yüzün yuvarlak şekil alması -Şişlikler
-Cinsel istek ve libido kaybı -Sırtta oluşan bir yağ kitlesi
-Yorgunluk ve bitkinlik -Damar sertliği
-Baş ve sırt ağrıları -Kadınlarda menstrüasyon döngülerinde bozulma
-Kas gücünde zayıflama -Deride meydana gelen ince çizgiler
-Depresyon, anksiyete, iritabilite -Kolay moraran ve narin bir cilt
-Ruh halinde değişiklik -Glukoz intoleransı
gibi belirtiler yer almaktadır.
Ayrıca Cushing sendromunun bulgularının çoğu, direkt olarak bu sendroma özgü olmadığından, tanısı başka durumlarla karıştırılabilir. Mesela; psikiyatrik düzensizlikler, çok kistli yumurtalık sendromu, metabolik sendrom ve obezite gibi durumlarda cushing sendromuna benzer bulgular gelişebilir. Bu nedenle eğer hastada hipertansiyon, yüksek kan şekeri, ruhsal bozukluklar, kanda pıhtılaşma ve enfeksiyon gibi durumlara rastlanıldığında mutlaka cushing sendromundan şüphelenilmeli ve tanı konmaya çalışılmalıdır.
Cushing sendromunun komplikasyonlarına bakmak gerekirse,
*Kemik kaybı (osteoporoz)
*Yüksek kan basıncı (hipertansiyon)
*Böbrek taşı
*Şeker hastalığı
*Kas gücünde zayıflama
*Sık veya alışılmadık enfeksiyonlar
Cushing Sendromu Tedavisi
1-Kortikosteroid kullanımını azaltmak: Cushing sendromunun sebebi, astım, artrit, inflamatuar hastalıklar gibi rahatsızlıklardan dolayı uzun süre kortikosteroid kullanımından kaynaklı ise bu durumların tedavisi yeterli düzeyde tutularak ilaç dozları periodik olarak azaltılabilir.
2-Cerrahi: Sendrom nedeni eğer tümör ise cerrahi yöntemle tümör alınır. Bu müdahale sonrasında çoğu hastada normal adrenal kortizol üretimi geri dönebilir fakat bazı hastalarda geri dönmez ve bir süre veya hayat boyu kortizol replasman ilaçlarına ihtiyaç duyulabilir.
3-Radyasyon tedavisi: Eğer cerrahi yöntem ile hipofizer tümörün tamamı çıkartılamazsa kişiye bunun yanında radyasyon tedavisi de verilir. Bunun yanında cerrahi yönteme uygun olmayan hastalara da radyasyon tedavisi verilebilir.
4-İlaç tedavisi: Bazı durumlarda cerrahi ve radyasyon tedavisi ile kortizol seviyeleri normal değerlere getirilemediğinde ilaç tedavisi kullanılabilir. Böylece yüksek kortizol salınımı kontrol altına alınır. Ayrıca çok kötü durumdaki hastalara, belirti ve bulgular ile cerrahi riskleri azaltmak için kullanılabilir.
Beslenme Tedavisi
1-Sağlıklı ve Dengeli Beslenme
Cushing sendromunda oluşabilecek obeziteyi ve devamında da gerçekleşebilecek diyabet ve hipertansiyon gibi kronik hastalıkları önlemek adına sağlıklı ve dengeli beslenme oldukça önemlidir.
2-Tuz Kısıtlanması
Cushing sendromunun hem belirtileri hem de komplikasyonları arasında hipertansiyon yer almaktadır ve tuz kısıtlaması muhakkak yapılması gereken beslenme davranışlarındandır.
3-Diyabetik Beslenme İlkelerine Uygun Beslenmek
Cushing sendromu glikoz intoleransına neden olabilen bir hastalık olduğundan dolayı ara öğünler atlanmayarak, her öğünde mutlaka protein kaynağı tüketilerek ve uzun süre aç kalınmadan kan şekeri stabil seviyede tutulmaya çalışılmalıdır.
4-Kadınlarda Ca ve D vitamini Ek Yapmak
Cushing sendromunun neden olabileceği ve daha çok kadınlarda görülen osteoporoz rahatsızlığını önlemek adına, öncelikle kalsiyumun en iyi kaynakları olan süt ve süt ürünleri, sonrasında pekmez, susam, fındık, fıstık, yeşil yapraklı sebzeler, kurubaklagillerin tüketilmesine özen gösterilmelidir. Bunun yanında D vitamini alımı da büyük önem taşımaktadır. D vitamini kalsiyumun emiliminde büyük rol oynar. Yüksek oranda güneş ışınları aracılığı ile vücutta sentezlenen D vitamini, organ etleri, yumurta, balık, tofu ve soya sütü, süt ürünleri, mantarda da bulunmaktadır.
5-Fosfor ve Magnezyum Alımına Dikkat Etmek
Fosfor, kalsiyumda olduğu gibi D vitamini emilimini kolaylaştırmaktadır. Proteinden zengin besinler fosfor içermektedir. Süt ve süt ürünleri, yumurta sarısı, baklagiller ve fındık gibi kabuklu kuru yemişler fosfordan zengin besinlerdir. Magnezyum ise kas ve sinir sisteminde etkili olan bir mineraldir ve kalsiyum ve fosforla birlikte kemik ve dişlerin yapısında bulunmaktadır. En iyi kaynakları badem, ceviz, fındık, fıstık, kurubaklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, sert kabuklu meyvelerdir.