Yazar : Dyt. Gülşen Kaya Lükel
Konu : BESİN ALLERJİLERİ
Alerji; vücudun yabancı olarak tanıdığı solunan, yenebilen, iğne ile enjekte edilebilen veya deriye/göğüse doğrudan temas eden organik veya bazı inorganik maddelere karşı varolan savunma mekanizmasının biraz abartılı olarak çalışması halidir. İnsan vücuduna giren ve kanda kendine özgü bir karşıt madde oluşturan yabancı maddelere “antijen”, oluşturulan karşı maddeye ise “antikor” adı verilir. Bu antijen bir alerjiye yol açarsa o zaman alerjen adını alır.
Besin alerjileri bebeklik çocukluk döneminden hatta anne karnından başlayarak insan hayatını etkilemektedir. Yapılan araştırmalarda, toplumda insanların en az %15-20’sinin alınan bir besinin kendisini rahatsız ettiğine inandığını göstermektedir . Ancak besin alerjilerinin sıklığı genelde çocuklarda %2-8 arasında iken, yetişkinlerde %1 civarında, tüm nüfusta ise %2 oranındadır. Besin alerjileri sadece besinin tüketimi ile değil dokunma ve hatta kokusunun solunması ile de ortaya çıkabilmektedir. Alerjen tabiatındaki gıdalar ile vücudun askerleri olan antikorlar karşılaşınca ortaya pek çok kimyasal madde salgılanır. Örneğin “histamin” bunlardan biri olup bazı alerjik reaksiyonların da sebebidir. Bu reaksiyonlar;
1) Kılcal damarların daralması (Kızarma)
2) Damarların geçirgenliğinin artması (Kabartı, şişme)
3) Solunum yollarındaki veya bağırsaklardaki düz kaslarda kasılma (Solunum zorluğu ve ağrı)
4) Derideki sinir uçlarında uyarılma (Kaşıntı ve ağrı)
Bir besinin alerjiye yol açtığını kabul etmek için o besinin her alınışında alerjik belirtilerin bir veya birkaçının olması gerekmektedir.
Besin öğeleri arasında alerjiye yol açan maddeler genellikle protein yapısındadır. Her insan herhangi bir besine karşı alerjik tepki verebilirse de insanlarda sıklıkla alerjiye neden olan besinler şunlardır: İnek sütü, yumurta, balık ve kabuklu deniz ürünleri, kabuklu ve yağlı kuruyemişler( fındık fıstık gibi), tahıllar, etler, meyveler, sebzeler ve kurubaklagiller, baharatlar ve çeşni vericiler, çikolata, bal ve bazı içecekler.
İNEK SÜTÜ
Çocukların yaşamlarının ilk aylarında karşılaştıkları yabancı besinlerin başında gelen inek sütüne karşı,her yüz çocuktan üçünde alerji görülmektedir. İnek sütünün içerdiği yirmiyi aşkın proteinden özellikle beşi alerjik niteliktedir. Bunlar: alfa laktoglobulin, kazein, sığır gamma globülin, sığır albümin, ve beta laktoglobulindir. İnek sütü proteinlerine bağlı alerjik reaksiyonlar yaşamın ilk haftalarında, ortalama 3. ayda başlamakta ve gerek bağırsağın fonksiyonel ve morfolojik yapısının gelişmesi gerekse de hedef organda duyarlılık azalması sonucu 2-3 yaşlarında ortadan kalkmaktadır.
Sağlıklı olan bir bebekte inek sütü verilmeye başlandıktan sonra ishal ve kusma gözlenirse, bazen dışkısında kan varsa ve çocukta sancılanmaya bağlı huzursuzluk ve ağlama varsa inek sütü alerjisi akla gelmelidir. İnek sütü alerjisi olan çocuklara protein hidrolizatı (parçalanmış protein) içeren mamalar verilmesi tercih edilmelidir. İnek sütünün ve diğer hayvan proteinlerinin hidrolizatlarının veya soya hidrolizatlarının, parçalanmamış tam proteinlere göre daha az alerjik oldukları düşünülmektedir. İnek sütünün çıkarıldığı bir diyet tüketiliyorsa aşağıdaki besinler ve besin öğeleri içeriğinde olan diğer ürünler de tüketilmemelidir.
• Tereyağı, tereyağı aromalı diğer yağlar, margarin
• Kazein, kazeinatlar
• Peynir çeşitleri, yoğurt, krema, muhallebi
• Yarı hidrolize edilmiş ürünler
• Laktalbumin, laktoglobulin, laktoz, laktuloz içeren
ürünler
• Süt (az yağlı yarım yağlı, süt tozu, süt proteinleri ,diğer hayvan sütleri)
• Puding, helva,
• Aroma katıcı maddeler (doğal veya yapay)
YUMURTA
Yumurta da inek sütüne benzer bir şekilde hem sıklıkla tüketildiği hem de birçok yiyeceğin içinde bulunduğu için yaygın bir besin alerjenidir.Yumurta beyazına karşı alerji sarısına oranla daha fazla görülmektedir.(Ovaalbumin, ovomukoid, ovotransferrin ve konalbumin yumurta beyazındaki en önemli alerjenlerdir. Ovomukoidin ısıya karşı olan dirençliliği, pişmiş yumurta ve hazır gıdalara katılan yumurta preparatlarının sebep olduğu alerjinin temelidir). Yumurta alerjisinde egzama veya kaşıntı deri ve göz lezyonları görülme sıklığı diğer besin alerjenlerine kıyasla daha fazladır. Ve de özellikle bebeklerde egzamanın en önemli nedenidir. Yumurta alerjisi, yumurtanın kendisinin veya yumurta içeren yiyeceklerin alınmasından sonra, dakikalar veya saatler içinde ortaya çıkan, yaygın kızarıklık, hırıltılı solunum, kusma ve ishal ile kendini belli eder.
Yumurta akının bir yaşından önce verilmemesi, başlandığında ise yavaş yavaş arttırılması gereklidir. Alerji belirtileri ortaya çıktığında yumurtaya en az altı ay ara verilmelidir. Kızamık ve kabakulak aşılarının tavuk embriyosundan hazırlanıyor olması nedeniyle yumurta alerjisine sahip olan çocuklar da kızamık ve kabakulak aşıları yapılırken dikkatli olunmalıdır.
Yumurta alerjisi olan bireyler yumurtayı ve yumurtalı besinleri diyetlerinden çıkarmalıdır:
• Yumurta (her türlü hayvan yumurtası), Albümin ve Globülin maddeleri, mayonez, makarna.
BALIK VE DENİZ ÜRÜNLERİ …
Yazının Devamı : http://diyetisyenara.com/default.asp?Page=Kisisel&UyeID=182&Panel=MakaleDetay&MakaleID=498
Yazar Diyetisyen
Dyt. Gülşen Kaya Lükel