Gün geçtikçe kendini iyiden iyiye gösteren sıcak havalar bizlere yazı müjdeliyor. Yazın gelmesiyle beraber kalın,koyu renkli kıyafetler dolaplardaki yerini açık renkli ince kıyafetlere bırakacak.Denize girmek için mayolara,bikinilere girilmeye çalışılacak.Haliyle düz bir karın,yağsız bir vücut furyası da başlamış olacak.Fazla kilolar hesaplanacak ve 10 günde 12 kilo,1 haftada 9 kilo,20 günde 20 kilo kaybettirmeyi vadeden diyetler sezonu da açılmış olacak.
Kısa zamanlarda çok kilo kaybettiren diyetlere ‘şok’ diyetler diyoruz.Şok diyetler çok düşük kalorili diyetlerdir.Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu günlük besin bileşimi içeriğine sahip değillerdir.Genelde tek yönlü beslenmeye yönelik olup sağlıklı beslenmenin temel ilkesi olan’yeterlilik ve düzenlilik’ ilkesine uymazlar.Vücudumuz günlük fonksiyonları için gerekli olan enerjiyi şok diyetlerin sağladığı enerjiden karşılayamaz ve kas proteinlerini,şekerin karaciğerde depo edilmiş hali olan glikojeni kullanır.Sonuç olarak kilo vermekte hedeflenen durum olan yağ dokusu kaybı değil istenmeyen durum olan kas dokusu ve su kaybı görülür.Sağlıklı ve doğru kilo kaybı görülmediği gibi şok diyetler halsizlik,güçsüzlük,baş ağrıları,saç dökülmeleri,anlama-öğrenme güçlüğüne ,ağız kokusuna sebep olur.Tansiyon dengesizlikleri,kalp ritm problemlerine yol açar.Uzun süren açlık,kan basıncı,kan şekeri düzensizliklerine neden olur.Bu da kalp krizi nedeni olabilir.Ayrıca uzun süren açlık hali midemizde yanma hissi ve gastrite davetiye çıkarır.
Vücudumuzun bazal metabolizma hızı yağsız dokumuzla doğru orantılıdır.Yani bu da demek oluyor ki;kas kütlemiz ne kadar fazla ise bazal metabolik hızımız da o kadar yüksektir.Vücutta kas doku kütleniz düştükçe yağ yıkımı güçleşir.Şok diyetler size kısa vadede küçük mutluluklar vadetse de hem kısa hem uzun vadede yakılması güçleşmiş yağ dokusunun ve sağlıksız bir bedenin teminatını verir.Şok diyetlerin ardından eski beslenme düzeninize döndüğünüzde bel ve karın çevrenizde,üst bacağınızda yağlanma eskiye göre artmış olarak geri dönecektir.Kas dokusu kaybınız fazla olduğundan metabolizmanız yavaşlayacaktır.Yağ yakıcı olan kas kütlenizi kaybettiğiniz için sonraki diyetlerinizde kilo vermeniz güçleşecektir.Vücudunuza yerleşen kalıcı kilolar ise insülin direncine sebep olabilir.İnsülin direnci ise yaşamınızın sonraki bölümünde birçok sağlık problemini destekleyecek,kilo vermenizi daha da güçleştirecektir.Organizmayı ayakta tutan, kemik dokumuzla beraber kas dokumuzdur.Kas dokumuzun bir bölümünü kaybetmemiz demek tüm vücut sistemlerimizin bundan olumsuz etkilenmesi demektir.İşin özü;Şok diyetler sizlere kilolarınızı değil sağlığınızı kaybettirir.
Ne yapmalı ?
Uzun yıllar devam etmiş kötü beslenme alışkanlığınızın doğal bir sonucu olarak vücudunuza yerleşmiş kilolardan, 1-2 ay gibi kısa bir sürede kurtulmayı beklemeyin.En azından bunu sağlıklı bir şekilde yapmanın mümkün olmadığını bilin.Yapmanız gereken şey beslenme düzeninizde değişiklik yapmaktır.Tıpkı parmak iziniz gibi sadece size özel bir beslenme programı edinmeli ve o programa göre beslenmelisiniz.Bu program için size en yakın Beslenme ve Diyet Uzmanı’ndan yardım isteyin.Uzmanınızın önerdiği beslenme ve egzersiz programıyla sağlıklı,dengeli ve düzenli bir şekilde zayıflayın.Genel olarak( kişiye göre değişmekle birlikte) 1200 kcal’nin altındaki diyetleri uygulamayın.Başkasının diyet programını uygulamayın.Kilolarınızı kaybetme hususunda aceleci davranmayın.Önce kendinize sonra uzmanınıza inanın.
Unutmayın; mühim olan tartıda kaç kilo gösterdiğiniz değil,olunması gereken ağırlık aralığında olmanız ve sağlıklı olan vücut bileşim oranına sahip olmanızdır.
Mutlu Diyetler
Öğr.Diyetisyen Özlem Taş
Ondokuz Mayıs Üniversitesi