Gıda Alerjilerine Karşı Yeni Yöntem Geliştirildi!
Gıda alerjisi oluşumu ve bağışıklık tepkilerindeki değişimleri araştıran ve inceleyen bilim adamları, bebeklerin bağırsaklarında bulunan ve gıda alerjilerine karşı koruyan bakteri türlerini gündeme getirdi.
Araştırmacılar ABD’de yaklaşık olarak her üç dakikada bir, bir kişinin gıdaya bağlı alerjik tepkimeler sebebiyle acil servislere gittiğini söylüyor.
Uzmanlar, gıda alerjilerini tedavi edecek yöntemler araştırmakta. Bağırsaklarda ve vücudun diğer bölümlerinde yaşayan mikroorganizmaların oluşturduğu, mikrobiyom denilen karmaşık biyosistem üzerine yapılan son araştırmalar, gıda alerjilerinin meydana gelmesinde bağırsak mikrobiyomundaki değişimlerin baş rolde rol oynadığını bildiriyor.
Nature Medicine dergisinde yayınlanan çalışmada insan bağırsağında yer alan bazı bakteri türleri, gıda alerjisi modeli olan farelere verildi. Farelerin gıda alerjisine karşı korunduğu, oluşmuş hassasiyetlerin ise düzeldiği tespit edildi. Araştırmacılar bakteri türlerinin tespiti için hem insanlar, hem klinik deney öncesi hayvan modelleri üzerinde çalışmalar yaptı.
Araştırmacılar birçok bebekten 4-6 ay aralıklarla gaita numunesi aldı. Zaman içerisinde gıda alerjisi geliştiren 56 bebeğin numunelerinde bulunan mikrobiyomun, alerji geliştirmeyen 98 bebeğinkinden farklı olduğu ortaya koyuldu. Gıdalara alerji geliştiren ve geliştirmeyen bebeklerden alınan numunelerden elde edilen mikrobiyom, yumurtaya alerjik hale getirilmiş farelerin bağırsağına nakledildi. Sağlıklı deneklerden alınan mikrobiyomun nakledildiği fareler, yumurta alerjisine karşı daha fazla korundu.
Koruyucu bakterilerin ağız yoluyla alınması ile gıda alerjisi tedavisi mümkün
Araştırmacılar 2 numune arasındaki farklı bakterileri belirlediler. Koruyucu bakterilerin farelere ağızdan verilmesinin etkisini de değerlendiren uzmanlar, insan bağırsağından izole edilen Clostridiales veya Bacteroidetes cinsinden bakterileri içeren iki farklı karışımın fareleri tamamıyla koruduğunu ve yumurta alerjisine dirençli hale getirdiğini tespit etti. Diğer bakterilerin verilmesi ise farelerde herhangi bir koruyucu etki göstermedi.
Bu sonuçların gıda alerjilerinde kullanılmakta olan ilaç-antihistaminik tedavisi yönündeki yaklaşımı bütünüyle değiştireceği düşünülüyor. Araştırmacılar hem gıda alerjilerine karşı koruyucu olan, hem de neden olan bakterileri belirlediklerini, koruyucu bakterilerin yer aldığı karışımların kullanılması ile hem bireyleri gıda alerjilerinden koruyabilecek, hem de mevcut alerjileri tedavi edebileceklerini ifade etti.
Uzmanlara göre bu mikroplar bağışıklık sistemini “kapatıp açıyor”. Yeni yaklaşım, halihazırda izlenen ağızdan imünoterapi yaklaşımına güçlü bir alternatif olarak doğuyor. İmünoterapi yaklaşımında hastaya küçük dozlarla alerjen verilerek hassasiyetinin azaltılması hedeflenirken, bakteriyoterapi adı verilen bu yöntemde alerji tetiklenmeden ve daha geniş çaplı alerjenlere karşı koruma sağlanıyor.