Diyet Posası Nedir?
Diyet posası; bitki hücre duvarını oluşturan nişasta olmayan polisakkaritler, sindirilmeyen oligosakkaritler, lignin ve dirençli nişastadan oluşan bileşiklerdir.
Diyet posası, fiziksel ve fizyolojik fonksiyonları, gastrointestinal yoldaki farklı lokal ve sistemik etkileri nedeni ile beslenmede ve diyet tedavisinde önemli bir yer tutmaktadır. Diyet posasıyla ilgili çeşitli tanımlar bulunmakla birlikte genel olarak posa; besinlerin bir bileşeni olarak insan vücudunun sindiremediği veya kan dolaşımına emilimini yapamadığı kompleks karbonhidratlara verilen isim olarak tanımlanmaktadır. Posa, diğer karbonhidratlar gibi enerjiye dönüşemez ve kullanılmadan vücuttan atılır.
Doğal Posa Kaynakları
- Kurubaklagiller (%11-26)
- Sert kabuklu meyveler (%5-14)
- Kepeği ayrılmamış tahıl ürünleri (%4-7.5)
- Sebzeler (%3-4) (T.fasulye,T.bezelye↑)
- Meyveler (%1-2) (kabuklu yenenler ↑)
Fiziksel ve fizyolojik fonksiyonları nedeni ile posanın iki yönlü yararı vardır:
- Sağlıklı yaşamın sürdürülmesi ve bazı hastalıklardan korunma için önemlidir.
- 2- Bazı hastalıkların tedavisinde önemlidir. Sağlıklı yaşamın sürdürülmesi ve hastalıklardan korunmak için diyet posası doğal besinlerden alınmalıdır. Böylece; gereksinim olan besin ögeleri ve besin ögesi olmayan ögeler (örneğin; prebiyotikler, fitoestrojenler) de vücuda alınmış olmaktadır.
Fizyolojik etkilerine göre diyet posasının sınıflandırılması;
- Çözünür posa (suda çözünür) ve 2- Çözünmez posa (suda çözünmez) olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Çözünür Posa:
Pektik ögeler, sakızlar, β glukan yapıdaki polisakkaritler, yulafta daha çok bulunan
musilajlar ve kurubaklagilde daha çok bulunan dirençli nişasta suda çözünür posa türleridir ve tüm diyet posasının %15-50’sini oluştururlar. Çözünür posalar besinlerde sert bir doku
yerine yulaf kepeğinde olduğu gibi yapışkan veya viskoz (zamk, musilaj ve pektin) olacak
şekilde erirler. Bu gibi posalar genellikle az yağlı veya yağsız besinlerde, doku ve kıvam vermek için kullanılır.
Çözünmez Posa :
Sellüloz, hemisellüloz ve lignin suda çözünmez posa türleridir ve tüm diyet posasının çoğunu oluştururlar. Bunlar bitki hücre duvarlarının yapısında yer alırlar.
Çözünmeyen posalar, dışkıya yumuşaklık ve hacim kazandırarak
bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar ve kabızlığı önlerler.
Çözünmeyen posa artık maddelerin kolon içerisinden geçişini hızlandırararak bu bölgeden geçiş süresini kısaltır. Böylece artık ve bağırsak çeperine zarar verecek olan maddeler içerisinde bulunduran maddelerin geçiş süresi kısalır.
Posanın Fizyolojik Etkileri
- Besin emilimini,
- Sterol metabolizmasını,
- Karbonhidrat ve yağ metabolizmasını,
- Dışkı hacmini ve ağırlığını,
- Çekum/kolon fermentasyonunu,
- Bağırsak yapısını,
- Bariyer fonksiyonunu,
- İmmün fonksiyonunu, etkiler.
Diyet Posası ve Bağırsak Hastalıkları
Ülseratif kolit: İnflamatuar kronik bağırsak hastalıklarından biri
olan ülseratif kolitin en önemli nedenlerinin fekal kısa zincirli yağ asidi
yoğunluğunun azalması ve bütirat oksidasyonunun bozulması olduğu
düşünülmektedir. Çözünür posa destekli ürünlerin koliti düzelttiği, klinik
iyileşmeyi sağladığı, iltihabı azalttığı ve kolondan elektrolit emilimini
düzelttiği gösterilmiştir.
Chron’s hastalığı: Posanın Chron’s hastalığı tedavisindeki yeri tam
olarak bilinmemekle beraber posasız enteral ürünlerin Chron’s hastalığı
tedavisinde primer rol oynayabileceği gösterilmiştir .
Kolon anastomozları ve kısa bağırsak sendromu: Çözünür posa ve
kısa zincirli yağ asidi destekli diyet ile kolon iyileşmesinin ve mukoza hücre
proliferasyonunun hızlandığı, bağırsak rezeksiyonu sonrası, kolonun
bağırsak emilim yüzeyini artırmak için uzaması ve genişlemesi yoluyla
adaptasyonun sağlandığı görülmüştür.
Diyare: Yapılan çalışmalarda karışık kaynaklardan karşılanan çözünür
posanın, sıvı dışkıdan su çekilmesine ve dışkı hacminin sertleşmesine
neden olduğu, dışkı yapışkanlığını arttırdığı, kısa zincirli yağ asidi
üretimini ve su emilimini arttırdığı ve böylece kolon devamlılığını sağladığı
gösterilmiştir.
Konstipasyon: Sağlıklı bireylerde yapılan çalışmalarda, posasız
sıvı diyet ile bağırsak transit zamanı uzamış, dışkılama sıklığı ve dışkı
miktarı azalmıştır. Buna karşın yüksek posalı diyet ile bu parametreler
düzelmiştir. Soya polisakkaritleri ve karışık posa kaynaklarının genellikle olumlu etkilere sahip olduğu, dışkı ağırlığı değişmese de bağırsak transit zamanının kısaldığı gösterilmiştir. Çözünmez posa, suyu bünyesinde tutarak bağırsaklardaki atıkların yumuşamasına ve genişlemesine yardımcı olup artık maddelerin sindirim sistemi içerisinde daha çabuk ve daha kolay geçmesini sağlar. Böylece çözünmez posa, konstipasyon ve onunla birlikte oluşan rahatsızlıkları önler. Artık maddeler vücuttan kolaylıkla dışarı atılınca bağırsakların zorlanarak kasılmasına gerek kalmamakta ve böylece hemoroid (damar şişmesi) oluşumunu önlemektedir. Aynı zamanda yumuşak ve düzenli dışkılama ile divertiküllerin oluşumu da önlenebilir.
Önerilen Diyet Posası Miktarı
Diyet posası için değişik yaş ve özel durumlara yönelik tüketim miktarları henüz tam olarak belirlenmemiştir. Ancak, 20 yaş üstü sağlıklı yetişkinler için günlük 25-30 g veya günlük diyetin her 1000 kkalorisi için 10-13 g diyet posası alımı önerilmektedir. Çocuklar/adolesanlar için diyet posası gereksinimlerini belirlemek amacıyla çalışmalar yapılmakla birlikte iki yaşından büyük çocuklar için yaşları kadar veya yaş(yıl) + 5 g/gün, yetişkinlerde ise posa tüketimlerinin 25-35 g/gün’e çıkarılması önerilmektedir. Bütün önerilen miktarlar için yeterli sıvı alımı önemlidir
Yararlandığım kaynak:
ÖĞR.DYT.ÖZGE TOKCAEL
Yazarımızın bir diğer yazısı