Hamile kadınlarda probiyotik takviyelerin metabolik durumları üzerine etkisi
Amaç:
Çalışma probiyotik takviyenin, hamileliğin ilk yarısında gebe kadınlar arasındaki oksidatif stres, inflamatuvar faktörler, biyolojik belirteçleri, metabolik profilleri üzerindeki etkisini araştırmak.
Giriş:
Hamile kadınlar mikronütrient yetersizliği, annenin adipoz dokusunun artması ve plasentadan salgılanan hormonların ürünleri sebebiyle insülin rezistansı, dislipidemi, oksidatif strese duyarlıdırlar.
Gebe kadınlarda insülin direnci ve lipit profillerinin dolaşımdaki yüksek seviyeleri, iskemik kalp hastalığının, tip 2 diyabetin ve esansiyel hipertansiyonun patogenezinde rol oynar.
Buna ek olarak, artmış inflamatuar sitokinler ve gebelik sırasında oksidatif stresin biyolojik belirteçleri, hem metabolik hem de kardiyovasküler hastalığın gelecekteki gelişimini öngörebilir.
Önceki çalışmalar bağırsak mikrobiyotasının enerji dengesi, inflamasyon ve glikoz metabolizmasında önemli rol oynadığını göstermektedir.
Ayrıca son kanıtlar gebelik sırasında maternal bağırsak mikroorganizmasının manipülasyonunun metabolik profillerin ve gebelik sonuçlarının iyileştirilmesi açısından önemli yararlar sağlayabileceğini göstermektedir
Gebe kadınlar arasındaki daha önceki çalışmalar, 9 hafta boyunca Lactobacillus acidophilus ve bididobacterium lactis içeren probiyotik yoğurt uygulamasının gebelerde inflamasyon ve oksidatif stresi azalttığını göstermiştir.(10 üzeri 7 CFU/g)
Ayrıca Lactobacillus sporogenes (10 üzeri 8 CFU/g) içeren 8 haftalık uygulamada da Tip2 dm, VLDL kolesterol, serum Tg seviyelerinde azalma ve inülin gözlenmiştir.
Ancak probiyotik lactobacillus tüketimi gebelik sonuçlarını spontan abortus sayısı, preterm doğum ve düşük doğum ağırlığını etkilememiştir.
Probiyotiklerin metabolik profillerinin, inflamasyonun biyolojik belirteçlerinin ve oksidatif stresinin iyileştirilmesinin, GSH(glutatyon) konsantrasyonlarının artması, süper oksit ve hidroksil radikalleri temizlenmesi, inflamatuar sinyalizasyonun azalması ve adipoz dokunun azalması üzerine etkileri olabilir.
Metod:
18-37 yaşlarındaki 60 gebe arasında randomize bir klinik çalışma yapılmıştır. Katılımcılar rastgele iki gruba ayrılmıştır.
Grup A (n = 30), üç probiyotik bakteri baharatı içeren Lactobacillus acidophilus, Lactobacillus casei, bifidobakterium bifidum (her biri 2 × 109 CFU / g) ve
grup B (n = 30) 12 haftalık bir süre için 9 haftalık gebelerden plasebo alınmıştır.
Açlık kan örnekleri çalışmanın başında bir de oksidatif stresin metabolik profilleri, inflamatuvar sitokinleri ve biyolojik belirteçlerini belirlemek için 12 hafta müdahale edildikten sonra alınmıştır.
Sonuç:
Genel olarak, gebeliklerin ilk yarısındaki hamile kadınlar arasında 12 hafta süreyle probiyotik takviye, insülin metabolizması belirteçleri, trigliseridler, inflamasyonun biyolojik belirteçleri ve oksidatif stres üzerinde yararlı etkilere sahiptir.12 haftalık müdahaleden sonra, plasebo grubuyla karşılaştırıldığında, probiyotik tüketen gebelerin (HOMA-IR), serum insülin konsantrasyonları önemli ölçüde azalmıştır. Buna ek olarak, serum trigliserid düzeylerindeki değişiklikler, yüksek duyarlıklı C-reaktif, plazma nitrik oksit (NO),toplam antioksidan kapasitesi (TAC) ve glutatyon (GSH) konsantrasyonları plasebo grubundan anlamlı olarak farklılık göstermiştir
__________________________________________________________________
Sağlıklı günler.
Bu konuyla bağlantılı bir diğer makale :
Hamileler için 6 sağlıklı beslenme önerisi