Akdeniz Diyeti, Folik Asit ve Nöral Tüp Defekti
Gebelikte beslenme sorunu ve besin maddelerinin düzgün bir şekilde alınması günümüzde çok güncel bir konudur ve çok tartışmalara neden olur. Özellikle Akdeniz diyet modeli, heterojen nöral tüp defekti sınıfı (NTD’ler) gibi, majör konjenital anomalilerin yüksek riskinin azaltılması ile ilişkilendirilmiştir. NTD’ler büyük bir sağlık yükü oluştumaktadır (dünya çapında 0,5-2 / 1000 gebelik). Birçok çalışma, gebelik sırasında uygun folat düzeylerinin bu hastalıklara karşı koruma sağladığını desteklemektedir. 1991’de yapılan bir randomize kontrollü çalışma ilk kez folik asidin prekonsepsiyonel (gebelik öncesi) takviyesinin NTD’lerin tekrarını önleyebileceğini gösterdi ve bu daha sonraki birçok çalışmada doğrulanmaya başlamıştır. Planlanmamış / istenmeyen gebeliklerin ve doğumların yüksek olması ve doğurganlık çağındaki kadınlarda yeterli folat düzeyinin alınmasını engelleyen diğer hususlar ABD hükümetini ve diğer birçok ülkeyi folik asit ile zorunlu gıda takviyelerine yönlendirmiştir. Folik asit takviyesi, gıdaların takviye edilmesi ya da her ikisinin arasındaki müdahale, sağlıklı bir yaşam stili ve diyet modeli ile bağlantılı olarak, NTD’lerin önlenmesinde en iyi yöntem olabilmektedir. Çocuk sahip olmayı düşünmeye başlayan veya bu ihtimali varsayan tüm kadınlar (çiftler) için periyodik olarak 400 μg / gün folik asit kullanımına ilişkin prekonsepsiyonel uygulama en makul tercih olabilmektedir.
Folik asitten kısaca bahsetmek gerekirse; koyu yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller ve portakal gibi besinlerde doğal olarak bulunan suda çözünür bir B vitaminidir.
Kanıtlar, en kritik prekonsepsiyon periyodunda (birinci trimestir üzerinden gebelikten 4 hafta önce) yeterli folat seviyelerinin yerine getirilmesinin NTD prevelansını önemli ölçüde azaltabileceğini göstermektedir. Bu bağlamda maternal diyet, bu büyük konjenital anormalliklerden korunmada kilit rol oynayabilir ve Akdeniz diyet modeli, riskin azaltılması ile ilişkili görünmektedir.
Faydalara rağmen dengeli bir diyet ve sağlıklı bir yaşam tarzı tek başına NTD’lerin önlenmesi için yeterli değildir. Prekonsepsiyonel folik asit takviye politikasının göreceli olarak başarısızlığı birçok ülkeyi unun folik asit ile zorunlu olarak zenginleştirilmesine itmiştir. Takviye işlemini takiben yapılan çalışmalarda bu ülkelerdeki NTD oranlarında belirgin bir düşüş olduğu sonucuna varılmıştır.
Literatür verileri, uzun süreli yüksek kan folatı düzeyleri ile birçok kanser türü, astım, bilişsel sorunlar ve otizm gibi birçok patolojik koşulların yanı sıra B12 eksikliğinde görülen anemiyle de ilişkili olduğunu bildirmektedir. Bununla birlikte, farklı çalışmaların sonuçları arasındaki tutarsızlıklar nedeniyle, folik asidin güvenliği ile ilgili net bir fikir birliğine ve somut istatistiksel kanıtlara rastlanmamıştır.
Sonuç olarak, folik asit ile zenginleştirilmiş gıda programlarının, gebelik öncesi ve sırasında sağlıklı ve dengeli bir diyet teşvik eden uygulamaların getirilmesi, bu patolojilerin görülme sıklığını azaltmak için önemli bir strateji olabilir.
Yazan: Eylem Evrim Berber
Kaynak:
Fischer et al. Mediterranean diet, folic acid, and neural tube defects. Italian Journal of Pediatrics 2017;43:74.