Top 5 This Week

Related Posts

inflamatuar bağırsak hastalıkları ve beslenme

İNFLAMATUAR BAĞIRSAK HASTALIKLARINDA TIBBİ BESLENME TEDAVİSİ

Yazar: Dyt. Ebru KOPTAGEL

Crohn hastalığı ve ülseratif kolit, kronik ve remisyon dönemi olan otoimmün inflamatuar bağırsak hastalıkları (İBH) ‘dır.  Crohn hastalığında sindirim sisteminde ağızdan anüse kadar tutulum görülürken, ülseratif kolitte sindirim sisteminin sadece kalın bağırsak kısmında tutulum görülür. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte genetik faktörler, sigara kullanımı, stres, kullanılan ilaçlar ve kötü beslenme alışkanlıkları etkilemektedir. Kişilerde sıklıkla karın ağrısı, diyare (ishal), ateş, ağırlık kaybı, güçsüzlük, eklem ağrıları gibi şikâyetler görülür.  Bu nedenle belirtilerin kontrolünü sağlamak ve yaşam kalitesini iyileştirmek için ilaç-diyet kombinasyonu oldukça önemlidir.

İBH Beslenme Tedavisinde Sıkça Sorulan Sorular

  • İBH, besin alerjisinden mi kaynaklanıyor?

Hayır. Bazı besinler alerjik reaksiyonlar göstermesine rağmen Crohn hastalığı ve ülseratif kolit besin alerjisine bağlı değildir. Bireyler besinlere karşı alerjik olduklarını düşünebilir bu yüzden belirtilerin iyi değerlendirilmesi önemlidir.

  • Bazı besinler İBH’de bağırsağın iltihabını artırıyor mu?

Hayır. Bazı besinler belirtileri artırmasına rağmen bağırsağın iltihaplanmasını doğrudan artırdığına dair bir kanıt yoktur.

  • İBH için özel bir diyet var mı?

İBH’de uygulanacak tek tip bir beslenme planı yoktur. Diyet önerileri bireyselleştirilmelidir. Bağırsağın hangi bölümden etkilendiğine bağlı olarak diyet bireye göre özelleştirilmelidirler. Dahası, bu hastalıklar durağan değildir; bu yüzden beslenme planı da hastalığın seyrine göre değişebilir.  Anahtar nokta dengeli ve sağlıklı bir diyettir. Elbette sağlıklı beslenme alışkanlıkları herkes için önemlidir ancak İBH’de daha da dikkat edilmelidir.

  • Hangi besinlerden kaçınılmalıdır?

Besinlerin diyetten çıkarılması konusunda katı kurallar yoktur, kişiye göre değişebilir. Belirli bir besin, sindirim problemlerine neden olduğunda diyetten çıkarılması gerekir. Bazı kişilerde besin intoleransları olabilir. Bu yüzden beslenme günlüğü tutularak kişide rahatsızlık veren besinler tüketilmemelidir. Sağlıklı bir diyet için sadece tüketilen miktarlar değil aynı zamanda günlük alınması gereken enerji, protein ve diğer besin ögeleri de yeterli olmalıdır.  Dengeli bir diyet tüm besin gruplarını içermelidir.

  • İBH’de sıvı alımı endişe edilmeli midir?

Evet. Kronik ishal durumunda dehidrasyon (sıvı kaybı)  görülebilir. İshal varlığında yeterli sıvı alımı olmuyorsa böbrek fonksiyonları olumsuz etkilenebilir. Crohn hastalığında böbrek taşlarının görülme sıklığı bu soruna bağlı olarak artmaktadır.  Bu nedenle İBH’de sıvı alımı yeterli olmalıdır.

  • Yemekten sonra bağırsak kramplarını azaltmanın en iyi yolu nedir?

İBH’nin aktif döneminde yemekten sonra karın ağrısı ve kramplar görülebilir. Bu belirtileri azaltmanın bazı yolları şunlardır:

  • Az az sık sık yemek, alışkanlık haline getirilmeli ve bir öğünde fazla miktarda besin tüketilmemelidir.
  • Diyette yağlı veya kızartılmış besinlerin miktarı azaltılmalıdır. Yağ emiliminin sınırlı olduğu durumlarda tereyağ, margarin, krema gibi besinler ishale neden olabilir. Bu durum özellikle ileum tutulumu olan bireylerde daha sık görülür.
  • Laktoz intoleransı varsa süt ve süt ürünlerinin tüketimi sınırlandırılmalıdır. Bazı kişilerde İBH olmamasına rağmen sütte bulunan laktoz (şeker) yeterince sindirilemez. Zayıf laktoz sindirimi kramp, karın ağrısı, gaz, ishal ve şişkinliğe yol açabilir. Laktoz intoleransının belirtileri İBH’ye benzeyebileceğinden, laktoz intoleransını tanımak zor olabilir. Bu durumu belirlemek için basit bir “laktoz tolerans testi” yapılabilir. Herhangi bir intolerans durumu varsa süt ürünlerinin tüketimi sınırlı olmalıdır. Alternatif olarak pek çok süt ürünlerine laktaz (enzim) eklenebilir ya da laktozsuz ürünler tercih edilebilir.
  • Hastalık gelişiminden sonra posa alımına dikkat edilmelidir. Aktif dönemde görülen kronik ishal varlığında az posalı diyet tüketimi önerilmektedir. Eğer hasta remisyon döneminde ise ve belirtileri yoksa gereksinmesi kadar posa önerilmektedir. Ancak bu noktada hasta çok iyi değerlendirilmelidir. Yüksek lifli besinler bağırsakta kasılmalara neden olabilir. Bu besinler ince bağırsakta tamamen sindirilmediğinde ishal görülebilir.
  • Az posalı diyette dikkat edilmesi gereken besinler: tam tahıllı ekmekler, kepek içeren besinler, bulgur, mısır, kurubaklagiller ve çiğ sebzelerdir.
  • Bağırsakta daralma varsa yağlı tohumlar (fındık, badem, ceviz vs), patlamış mısır, kuruyemişler kramplara neden olabilir.
  • Kahve, koyu çay, şekerli ve yüksek yağlı besinler, acılı baharatlar, hazır soslar, alkollü içecekler, yağda kızartılmış tatlılar bireyleri rahatsız edebilir. Laktoz intoleransı yoksa sütlü tatlılar ve sade dondurmalar, meyve kompostoları (kabuksuz) tercih edilebilir.
  • Yemeklerde katı yağ yerine 2-3 yemek kaşığı sıvı yağ (zeytinyağ, mısırözü yağı, ayçiçek yağı, fındık yağı) kullanılabilir.
  • İşlenmiş et ürünlerinden uzak durulmalıdır (salam, sucuk, pastırma vs).
  • Meyvelerden elma, şeftali, ayva (kabuksuz), muz tüketilebilir. Kusma, ishal ve steroid tedavisinde potasyum ve magnezyum kaybına karşı muz iyi bir kaynaktır.  Ayrıca hazır meyve suyu yerine ev yapımı meyve suyu tercih edilmelidir.
  • Havuç, patates ve kabak gibi sebzeler iyi pişirildiğinde aktif dönemde doğru bir tercih olur.
  • Beyaz pirinç, makarna, şehriye, erişte, ev yapımı kekler ve kurabiyeler karbonhidrat gereksinimini karşılayacak kaynaklardır.
  • İBH’de trans yağlar kısıtlanmalı, omega 3 yağ asitlerinden zengin diyetler önerilmektedir. Fırında veya ızgarada tüketilen balık hem iyi bir omega 3 hem de iyi bir protein kaynağıdır.
  • Mikro besin ögelerinin suplemanı gerekli midir?

İshal, emilim problemleri ve bakteriyel sorunlar İBH’de mikro besin ögelerinin emilimiyle ilgili sorunlara neden olabilir. Anemi sıklıkla karşılaşılan sorunlardan biridir ve ileum tutulumu olanlarda B12 vitamini yetersizliğiyle birlikte görülmektedir.  Steroid kullanımına bağlı olarak osteoporoz riski vardır.  Bu nedenle kalsiyum alımı oldukça önemlidir. Amerikan Crohn ve Kolit Vakfı’na göre en sık görülen besin eksikliği yağda çözünen D vitaminidir. D vitamini suplemantasyonunun inflamatuar belirteçleri azalttığı belirtilmiştir. A ve B grubu vitaminleri, çinko, magnezyum gibi besin ögelerinin yetersizliği sıklıkla karşılaşılmaktadır. Yeterli ve dengeli beslenmeyle bu eksiklikler giderilebilir. Hastanın bulgularına göre hekim önerisi doğrultusunda suplemanlar kullanılmalıdır.

Sağlıklı besin seçimleri yapmak, beslenme yetersizliklerini önlemek ve dengeli-besleyici bir diyeti yaşam boyu sürdürmek gerekir. Cerrahi tedavi, ilaç ve beslenme bir bütündür. Bu konuda hekim-diyetisyen iş birliği oldukça önemlidir. ‘’Diyetisyene’’ başvurarak semptomlarınızı azaltabilir, gereksinimlerinizi karşılayabilirsin.

Yazar: Dyt Ebru KOPTAGEL

 

 

Popular Articles