Bu zamana kadar aşılama işlemi ile tek ağaçtan birden fazla meyve elde edildiği birçok kişi tarafından zaten bilinir. Peki, bir ağaçtan tam 40 farklı meyve alınabilir olduğunu söylesek ? Mesleki deneyimde oldukça tecrübeli olan Sam Van Aken adlı kişi, gerçekleştirmiş olduğu melez ağaç ile bu durumu gerçeğe dönüştürdü ve ortaya böyle bir “Aşure Ağacı” çıktı.
Syracuse Üniversitesi Sanat profesörlerinden Van Aken, bir çiftlikte büyümüş. Sanatçılıkla sürdürdüğü yaşamında edindiği bilgileri aile çiftliğinde öğrendikleriyle birleştirince, 40 meyveli bu şaşırtıcı ağacı geliştirmesi mümkün olmuş.
New York Eyaleti Zirai Araştırma İstasyonu’ndaki bir meyve bahçesinin ödeneksizlikten kapanacağını öğrenen Van Aken, atalık, antika ve yerli meyve çeşitlerinin yetiştirildiği ve kimi ağaçları 150-200 yaşında olan bu bahçenin kapanmasının bu eski ve az bulunur meyve çeşitlerinin de yok olması anlamına geleceğini bildiğinden, meyve bahçesini satın almış. Sonra da, değişik ağaç türlerini tek bir ağaç gövdesine aşılamak üzere çalışmaya başlamış.
250 değişik çekirdekli meyve ile çalışan Van Aken, her birinin çiçeklenme dönemini bir zaman dizgesine yerleştirip bir kaç tanesini anaç ağacın köklerine aşılamakla başlamış işe… Anaç iki yaşına geldiğinde, bu kez de göz aşılarına başlamış. Durgun göz aşısında, bir meyve ağacından gözü olan bir dal parçası alınıp anaca eklenir, bantlanır ve kışı uyuyarak geçirir. Eğer aşı başarılı olursa, ertesi ilkbaharda, göz uyandığında dal budanır ve aşılı parça büyüyerek yeni meyve dalını oluşturur.
Yaklaşık beş yıl sonra, Van Aken ilk “40 meyve” ağacını tamamlamış. Dünya üzerinde şimdilik sadece 16 adet bulunan, tam 40 farklı meyve verebilen bu ağaç, senenin büyük çoğunluğu diğer ağaçlar gibi görünüyor. Fakat ilkbahar aylarında, size pembenin ve kırmızının 50 tonu dedirtecek kadar güzellikte renkleriyle baharın habercisi oluyor. Yaz sonunda ise 40 farklı çekirdekli meyve hasadı vermeye başlıyor.
Sam Van Aken verdiği röportajda “gördüğüm ilk ve önemli sanat eseri olabilecek ağaç” diye tanımlıyor bu ağaçları. Fakat bu demek değil ki, Van Aken’ın yaşayan sanat eserleri hem aşçılık hem de tarımın ilgi alanı değil.
“Proje evrildiğinde ve genişlediğinde daha farklı amaçlar edinmeye başladı”
diyen Van Aken ayrıca, “40 meyveli ağacı elde etmeye çalışırken ki çabalarımızda şunu fark ettim ki, pek çok sebepten dolayı ki buna sanayileşme ve tek türlü tarımın da dahil olduğu nedenlerden dolayı, besin üretiminde çeşitliliği kaybetmekteyiz. Bize kalan bu antik miras ve daha az ticari kaygıları olan yerel çeşitlilik gün geçtikçe kaybolmakta.” diyor.
Aslında her bir ağaç, buna kayısı, erik, şeftali, nektarin, kiraz ve bademin de dahil olduğu 40 farklı meyve vermekte. Van Aken bitkiler arası uyumluluk ve çeşitlilikten dolayı bu projeyi seçmiş. Şimdi bu ağaçlar müzelerde, topluluk merkezlerinde, özel sanat koleksiyonlarının içinde, ülkenin her bir tarafında ziyarete açık. Newton, Massachusetts; Pound Ridge, New York; Short Hills, New Jersey; Bentonville, Arkansas ve San Jose, Kaliforniya’da 40 meyve veren bu ağaçları görmek mümkün. Ağaçlar iki senede bir budanıyor. Şimdiden merakınızı giderelim, 40 meyve veren aşure ağaçlarının verdiği bütün meyveler yenilebiliyor (büyük ihtimalle hepsi de çok lezzetli). En azından olaya şu açıdan bakmak lazım, Van Aken ekinleri yok eden aç geyik sürüsü problemini ortadan kaldırmış sayılır.
Bu ağaçların en iyi tarafı,
ağaçların hem meyve çeşidi hem de meyve miktarı bakımından mükemmel olması. Üstündeki meyvelerin hepsini ne yapacağınızı bilemediğiniz bir meyve ağacı yerine, çeşit çeşit meyvesini azar azar toplayabileceğiniz bir ağaç. Üstelik, meyveler farklı zamanlarda olgunlaştığı için, Temmuz’dan Ekim’e meyve toplamayı sürdürebiliyorsunuz.