FRUKTOZUN NEDEN OLDUĞU HASTALIKLARA OMEGA-3 TAKVİYESİ
Diyabetten kardiyovasküler hastalıklara, Alzheimer’dan dikkat eksikliğine birçok hastalık beyin genlerindeki değişimlerle yakından ilişkilidir. UCLA’da sürdürülen çalışmalar sonucunda, yüzlerce beyin genindeki hasarın en önemli nedenlerinden biri olarak, western tarzı diyette miktarı artan şeker, bir bakıma birçok hastalığın başını çeken fruktoza dikkat çekilmiştir.
DHA olarak da bilinen omega-3 yağ asitleri, fruktozun neden olduğuhasarları elimine edebilmektedir. Bir bakıma, zararın neresinden dönülse kardır hesabı.
Omega-3, etkisini birkaç gen üzerinde göstermenin aksinetüm gen kalıplarını etkileyerek hasarlı gen kalıplarının normal hale dönmesini destekler ki bu da Omega-3’ün nasıl bu kadar etkili olduğunu kanıtlar niteliktedir.
DHA üretimi beyin hücre zarlarında gerçekleşsede, üretilen miktar fruktozun neden olduğu harabiyeti engelleme yetmiyor.
Bu durumda Omega-3 yağ asitlerince zenginleştirilmiş diyet önemli bir rol oynar. Denizsomonu başta olmak üzere; çoğu balık, balıkyağı ve miktarca azda olsa, badem ve keten tohumu da Omega-3 yağ asitleri içeren besinlerdir.
Çoğunlukla mısır nişastasından üretilen ve çok miktarda fruktoz içeren fruktozşurubu; tatlandırıcılıiçeceklerde, şuruplarda, doğal olmayan bal üretiminde ve pastanecilik sektöründe sıkça kullanılan bir üründür.
Fruktoz, adından da anlaşılacağı üzere meyve şekeridir ve meyvelerde yaygın olarak bulunan bir monosakkarit çeşididir. Ancak meyve tüketiminin içeriğindeki fruktoz nedeniylekısıtlanması, pek de sağlıklı bir yaklaşım değildir. Meyve içeriğindeki vitamin ve mineraller ile yapısındaki lif sağlık açısından oldukça önemlidir.
Fruktoz ve Omega-3 yağ asidinin etkileşimi, fareler üzerinde yapılan çalışmalarla gözlenmiştir. 3 grup fare üzerinde sürdürülen çalışmalarda;
1.grup fareler sadece su
2.grup fareler fruktoz şurubu içeren gazoz
3.grup fareler ise Omega-3 yağ asidi eklenen gazoz tüketmişlerdir.
Labirentten çıkması beklenen farelerden 2.grup farelerin normal su verilen farelere göre performansının yarı yarıya azaldığı; 3.grup farelerin ise 1.grup farelere yakın bir performans gösterdikleri gözlenmiştir.
Ayrıca yüksek fruktoz içerikli diyetle beslenen farelerin, kan glikozseviyeleriyle insülinve trigliseritoranlarının diğer iki gruba kıyasla daha yüksek seviyelerde olduğu gözlenmiştir. Bu durum obezite, diyabet ve birçok hastalığın sebeplerinden birini açıklar niteliktedir.
Sürdürülen çalışmada araştırmacılar tarafından, fare beyinlerinden 20.000’den fazla gen sekanslanmıştır. Fruktoza bağlı değişiklikler gösteren bu genlerin; 200 den fazlası öğrenme ve hafızadan sorumlu olan hipokampus, 700 den fazlası ise metabolizmayı kontrol eden olan hipotalamustur.
Tanımlanan bu genler insan vücunda inflamasyondan, metabolizmadan ve hücre iletişiminden sorumlu genlerdir. Bu genlerdeki herhangi bir değişiklik; Parkinson, depresyon, bipolar bozukluk ve diğer beyin hasarlarına neden olabilir.
Tanımlanan 900 gen içerisinden özellikle Bgn ve Fmodgenleri;beyinde, fruktozdan etkilenen ilk genler olmaları nedeniyle çok önemlidir.
Peki Fruktoz,genlerin işleyiş metabolizmasını ne şekilde bozar?
Fruktoz, DNAnükleotitlerinden olan Sitozinebiyokimyasal grupların bağlamasında ya da bu grupların çıkarılmasında etkilidir. Bu tarz bir modifikasyon genlerin açılıp kapatılmasında kritik bir rol oynar.
Bunu yanında fruktozun beyindeki toksik madde birikimiyle ilişkisi olduğu da çalışmalarla kanıtlanmıştır.
Beyin hücrelerinin genlerinde meydana gelen hasarlar ile fruktoz arasındaki bu ilişki sonucunda, fruktozun sadece kısa süreli bir hazdan ibaret olduğunu söyleyebiliriz. Günlük hayatta tükettiğimiz şeker miktarınazaltmak, mümkünse şeker kullanımını bırakmak, beyin sağlımız için oldukça önemlidir.
Fruktozunneden olduğu hasarın; diyetimizdeartıracağımız Omega-3 miktarıyla, eliminasyonu ise mümkündür.
O zaman Omega-3 bakımından zenginleştirilmiş ve şeker miktarı olabildiğince kısıtlanmış bir diyet diyor ve hepinize sağlıklı günler diliyorum.
Yazar : TUĞÇE BAYAR