EMOSYONEL YEME NEDİR?

Yeme davranışı emosyondan (duygudan) oldukça etkilenen bir olgudur. Öğünlerin sıklığının, ne miktarda yendiğinin ve ne yendiğinin psikolojik ihtiyaçlarla ilişkisi olduğu çeşitli araştırmalara konu olmuş ve kuvvetli bir ilişkinin varlığı kabul edilmiştir. İnsanın yeme davranışının emosyonel durumdaki değişimlerle paralellik gösterdiği yaygın kabul edilen bir görüştür.

Olumsuz emosyonlar  veya stres durumunda gözlenen fizyolojik reaksiyonlar beslenme sonrası oluşan tokluk hissine benzediği için, olumsuz duygular karşısında iştah kaybı ve gıda alımının azalması doğal bir fizyolojik yanıt olarak kabul edilmiştir. Buna karşılık, olumsuz duygusal uyaranlar karşısında gıda alımında artış ise “emosyonel yeme” olarak adlandırılmıştır.

Olumsuz duygular karşısında gözlenen bu aşırı yeme tepkisinin; obez bireylerde, yeme bozukluğu olan kadınlarda ve normal kilolu olup da diyet yapan kişilerde  mevcut olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle, duygular ile yeme ilişkisinin en azından kısmen kişiye bağlı belirli özelliklerden etkilendiği ileri sürülmektedir.

  • Emosyonel yeme açlık hissi nedeniyle ya da öğün zamanı geldiği için ya da sosyal gereklilik olduğu için değil de sadece ve sadece duygulanıma cevaben ortaya çıktığı varsayılan yeme davranışı olarak kavramsallaştırılmıştır.
  • Emosyonel yemenin olumsuz emosyonlar tarafından tetiklendiği, sıklıkla gizlice yapıldığı ve dış ortamlarda değil evde yapıldığı gösterilmiştir.
  • Emosyonel yeme sıklıkla düşük benlik saygısı, yetersizlik duyguları ve yeme bozukluklarıyla ilişkilendirilmiştir. Aynı zamanda emosyonel yemenin kilo kontrolü düşük ve beden kitle indeksi (BKİ) yüksek kişilerde daha sık olduğu ortaya konmuştur.
  • McCrone ve ark. (2000) yaptıkları çalışmada erken başlangıçlı obezitesi olan kadınlarda olumsuz duygulanıma cevaben yemenin ve açlıktan ziyade duygusal uyarılma nedeniyle yemenin daha sık olduğunu göstermişlerdir.diet diyet zayıflama

OBEZİTE  VE EMOSYONEL YEME

duyguObezitenin emosyonel özelliklerle ilişkisi dürtüsel özelliklerle ilişkisinden daha güçlüdür ve emosyonel yeme özellikle tedavi arayışında olan obez bireylerde oldukça yaygındır. Bazı çalışmalar obez bireylerin gıdaların renk ve koku gibi duyumsal özellikleriyle uyarıldıklarını göstermiştir. Gıdalardan zengin uyaranlara maruz kalan obez kişiler aşırı yemeye eğilim gösterirler. Obez bireylerde depresif belirtiler sık görülür. İşte obez bireylerin bu şekilde gıda alımına yönelmesi olumsuz duygulanımlarını azaltmak için kullandıkları bir başetme yöntemi olarak yorumlanmıştır . Pek çok çalışmada diyet yapan obez bireylerde diyet yapmayan obezlere göre daha fazla olumsuz duygulanım olduğunu ortaya koymuştur. Obez bireyler zaten sürekli diyet yapmaya eğilimli olduklarından, kiloyu kontrol etmek amacıyla yöneldikleri zihinsel kısıtlama çabası olumsuz duygulanımları için önemli bir kaynak olmaktadır. Üstelik bu tarz olumsuz duygulanımlar yeme üzerindeki kontrolsüzlük ile de ilişkili bulunmuştur. Diyet yapan obez kişilerin yapmayan obezlere göre olumsuz duygulanım karşısında gıda tüketimine daha fazla yöneldikleri gösterilmiştir . Bu kişiler zaten daha fazla olumsuz duygulanıma, gıdalar üzerindeki kontrolünü daha fazla kaybetmeye ve neticede aşırı gıda tüketimine daha yatkındır. Obez kişiler, öfke , can sıkıntısı , kaygı, stres , depresyon ve yanlızlık gibi olumsuz duygular karşısında gıda alımını arttırır ve aşırı gıda tüketirler. Halbuki obez bireylerin aksine normal kişilerde olumsuz emosyonların gıda alımını azalttığı kabul edilmektedir.diet diyet zayıflama 2017

 ARAŞTIRMALARA GÖRE;

  • Tedavi sonuçlarının iyileştirilmesi için sonuçları öngören değişkenlerin bilinmesi önemli bir noktadır. Emosyonel yeme bu öngörücülerden biri olarak da ele alınmıştır. Emosyonel yemenin, diyet yapanlardan kimin başarısız olmaya kimin başarılı olmaya daha yatkın olduğunu ayrıştırmada etkisi gösterilmiştir.
  • Canetti ve ark.’nın çalışmasında emosyonel yemenin bariatrik cerrahi sonuçlarına etkisi incelenmiş ve emosyonel yemesi daha fazla olanlar hem diyet programı hem cerrahi sonrasında daha az kilo vermişlerdir.
  • Mehrabian gıda alım miktarı ile farklı emosyon türleri arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Buna göre fazla gıda alımı sıkıntı, depresyon, yorgunluk emosyonları sırasında olurken, az miktarda gıda alımı ise korku, gerilim ve ağrı emosyonları ile ilişkili bulunmuştur.
  • Lyman olumlu emosyonlar sırasında sağlıklı gıda alımına eğilim varken, olumsuz emosyonlar sırasında ise zararlı gıda alımına yönelimin daha fazla olduğunu göstermiştir.
  • Patel ve Schlundt olumlu ve olumsuz mizaçta nötral mizaca göre belirgin olarak daha fazla yemek yendiğini ve olumlu mizacın olumsuz mizaca göre gıda alımı üzerine daha belirleyici bir etkiye sahip olduğunu bulmuşlardır.
  • Macht öfke, korku, mutsuzluk ve neşenin yeme davranışı üzerine farklı etkilerini incelemişlerdir. Bu araştırmada deneklerin öfke ve neşe sırasında korku ve mutsuzluğa göre daha fazla düzeyde açlık hissettiklerini ortaya konmuştur.
  • Yapılan başka bir çalışma, üç psikolojik yeme stilinin (duygusal yeme, harici yeme ve kısıtlayıcı yeme) depresyon ile kilo alımı arasında aracı olup olmadığı değerlendirmiştir. Hipotezini test etmek için yapısal eşitlik modellemesi kullanılmıştır.(298 baba,294 anne) Bütün analizler iki cinsiyet için ayrı ayrı yapılmıştır. Duygusal yeme babalarda anlamlı bir etkisi bulunmazken annelerde depresyon ve kilo alımı arasında ara bulucu etkisi, obezite müdahalelerinin duygusal beslenmeyi hesaba katması gerektiğini düşündürmektedir.

 Eda KANDEĞERSONUÇ

Güncel araştırmalarda yeme davranışı ve emosyonlar arasındaki kompleks ilişki hakkındaki bilgilerimiz ağırlıklı olarak yeme bozuklukları ve obezite araştırmalarından kaynaklanmaktadır. Emosyonel yeme, özellikle obezite, yeme bozuklukları, kilo verdirici tedaviler ve diyet konularının anlaşılmasında yardımcı bir kavram gibi durmaktadır. “Emosyonel Yeme” kavramsallaştırmasının günlük pratikte kendine yer bulması ve işlevsel oluşu yapılacak ileri araştırmaları teşvik eder niteliktedir. Psikiyatrik bozukluklarda gözlenen yeme ve kilo değişiklikleri, ilaç yan etkileri ile ilişkili ya da ilişkisiz metabolik sendrom ve diyabet, ve kilo verdirici tedavilerle iç içe geçen psikososyal konular da dikkate alındığında emosyonel yeme kavramının daha kapsamlı araştırılması gerekliliği ortadır.

KAYNAKLAR

  1. Sevinçer, Güzin Mukaddes, and Numan Konuk. “Emosyonel yeme.” Journal of Mood Disorders 3.4 (2013): 171-8.
  2. Van Strien, Tatjana, et al. “Emotional eating as a mediator between depression and weight gain.” Appetite 100 (2016): 216-224.
  3. Patel, Kushal A., and D. G. Schlundt. “Impact of moods and social context on eating behavior.” Appetite 36.2 (2001): 111-118.
mail-grubu