VEJETARYEN BESLENME
‘Vejetaryen’ et, balık ve kümes hayvanlarının ve bunlardan elde edilen ürünlerin tüketilmediği diyet anlamına gelen kapsamlı bir terimdir.
Vejetaryen tarzı beslenme,besin türlerindeki sınırlamalara göre farklılık gösterir.
- Vegan diyeti: Bu beslenme tarzını benimseyen kişiler hiçbir hayvansal kaynaklı ürünü tüketmez.Veganların alt grupları;
–Zenmakrobiyotik diyet: Bu beslenme tarzı tahıllardan, sebze ve meyve ile kurubaklagil grubundan oluşmaktadır.
–Fruvitarianlar veya Früitistler: Bu kişiler sadece meyve ve meyve olarak sayılan kabak,domates ve salatalık gibi sebzelerle beslenirler.
–Ravistler: Ravistler,besinlerin,pişirilme ile besin değerlerinin kaybolacağını düşündükleri için çiğ besin tercih ederler.
- Lakto vejetaryen diyeti: Hayvansal kaynaklı besinlerden süt ve süt ürünlerini tüketirler.
- Ovo vejetaryen diyeti: Beslenmelerinde yumurta yer alır.Ancak et ve süt tüketmezler.
- Lakto-ovo vejetaryen diyeti: Bu diyeti uygulayanlar öldürülmüş hayvan ürünü yemeyip,hayvan canlı iken ürettiği süt ve yumurtayı tüketirler.Günümüzde en sık uygulanan vejetaryen beslenme tarzıdır.
5-Pesko vejeteryanlar: Et ve tavuk tüketmezler ancak balık,yumurta ve süt ürünlerini yerler.
6-Yarı vejeteryanlar: Yalnızca kırmızı et yememektedirler.Sınırlı miktarda beyaz et tüketirler.Süt ve süt ürünleri ile yumurta tüketimlerinde herhangi sınırlamaları yoktur
Hayvansal ürünlerin tüketilmediği,sebze ve meyve ağırlıktaki bu beslenme tarzının oldukça sağlıklı olduğu düşünülür. Peki gerçek böyle midir?
Vejetaryen beslenmenin sağlık üzerinde bir çok olumlu etkisi bulunmaktadır,bunun yanı sıra dezavantajları da bir çok çalışma ile kanıtlanmıştır.İsterseniz bütün bunlara şimdi bir göz atalım.
Vejetaryen Beslenmenin Avantajları
Hayvansal kaynaklı gıdaların kolesterol ve doymuş yağ oranları yüksek olduğundan, bunların yer almadığı bir beslenme tarzında kalp damar hastalıkları riski, vejetaryen beslenmeyenlere oranla %30 daha düşüktür. Vejetaryen beslenme tarzını benimseyen kişilerin, fazla et-et ürünü tüketenlere göre yüksek tansiyon riski daha düşüktür. Bunun sebebi olarak vejetaryen diyetlerinin toplam yağ, doymuş yağ ve kolesterolden fakir olmasının yanı sıra lif içeriği yüksek sebze, meyve ve kurubaklagil gibi besinleri içermesinden dolayı kan basıncının düzenlenmesinde etkili olan potasyum, magnezyum ve kalsiyumun bol miktarda vücuda alınması, sodyum alımının ise az olması gösterilmektedir. Bunun yanı sıra vejetaryen beslenme tipini benimseyen kişilerin,daha fazla lif içeriği ve sağlığa yararlı sert kabuklu meyveler ile bol miktarda antioksidan alımları sayesinde, vejetaryen beslenmeyen bireylere göre kanser, şişmanlık ve tip 2 diyabete yakalanma oranları vejetaryen olmayan bireylere göre daha az karşılaştıkları sağlık sorunlarıdır.
Vejetaryen Beslenmenin Dezavantajları
Vejetaryen beslenme tarzını uygulamak sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemek anlamına gelmez. Tek yönlü bir beslenmenin elbette dezavantajları da olacaktır. Özellikle yüksek risk grubundaki kişilerde (bebekler, çocuklar ve hamileler) yetersiz beslenme sonucu Fe, Riboflamin, B12, Çinko, Kalsiyum ve Protein eksiklikleri görülmesi kaçınılmazdır.Bu eksiklikler; anemi, kemik erimesi, sinir sistemi bozuklukları gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir.