Tembellik insana sinsi ve hileli yollarla musallat olur; iş hayatı ve okul hayatındaki başarının ilk ve en büyük düşmanıdır. Tembelliğin çeşitli sebepleri vardır.
İnsanı tembelleştiren büyük faktör de; AŞIRI YEMEK tir.
Biliyorsunuz ;
Obezite; artık modern toplumların en önemli sağlık sorunlarından biri haline geldi. Aşırı yeme ile alınan bu fazla kilolar; diyabet, yüksek tansiyon gibi hastalıklara yol açabiliyor. Uzmanlar, aşırı yemek yemenin bir yeme bozukluğu olduğuna da dikkat çekiyor.
İnsanların her işte seviyeli olması gerektiği gibi yemek noktasında da temkinli davranmaları gerekmektedir. Aşırı yemek ve içmek rahatlık ve gevşemeyi, o da uykuyu, uyku da tembelliği netice verir.
Çok yemek ve bol gıda almaktan meydana gelen rutubet ve buhar, beyni örter, fikri perdeler, zihin tutukluğu vs. gibi zararlar meydana getirir. Çok yiyen kimselerin vücutları normalden çıkar, zeka geriliği ve dikkatsiz olurlar.
İşte bu sebepten aşırı yemek, tembelliğe davetiye çıkarmış olur.
Başarılı olmak isteyen, belli bir ideal peşinde koşan insanlar bunu çok iyi tespit etmişler ve yemeğe kıymet vermemişlerdir.
Verimli bir hayat sürüp başarıdan başarıya koşmak isteyen insan, belli bir hedefe ilerlerken tembellik kavramını ezip geçmelidir. İradeyi uyanık tutarak gerçekleşebilecek bu başarı serüveninde bilinçli beslenmenin de etkisini unutmamak gerekir.
Zamanını dolu dolu geçirmeye gayret gösterenler, midesini düşman bilmeli ve aşırı yemeğe “Dur!” diyebilmelidirler.
Tedavi
Doğru ve sağlıklı yeme alışkanlığının yerleştirilmesi ile kişinin kilosu ve sorunlu yeme davranışı kontrol altına alınabilir. Ancak, aşırı yemesine yol açan psikolojik sıkıntılar üzerinde psikoterapi çalışması yapılmaz ise bir süre sonra kişinin sorunlu yeme davranışına geri döndüğü görülür. Aşırı yemeye yol açan duygusal baskıyı ortadan kaldırmak bu hastalığın tedavisinde en önemli belirleyicidir.
Mutlu ve Sağlıklı Günler diliyorum…
Diyetisyen Yusuf Öztürk
