Birçok kronik hastalıkta önemli bir risk faktörü olan obezite uyku apnesi için de son derece önemli bir risk faktörüdür. Daha iyi anlaşılması için uyku apnesi nedir ve obezite ile nasıl bir ilişkisi vardır açıklayalım.
Uyku apnesi uyku sırasındaki solunum duraklamalarından kaynaklanan ve uyku düzeninin bozulmasına sebep olan önemli hastalıktır. Uykudaki solunum duraklamaları sonucunda kandaki oksijen miktarı azalır ve karbondioksit miktarı artar. Uyku apnesi, tedbir alınmadığı takdirde ölümle sonuçlanabilmektedir. Hastalığın bu denli ciddi sonuçları olduğu toplum içinde çok fazla bilinmemektedir. Solunum durmaları(apne) veya azalmaları(hipopne) gece içinde yüzlerce defa tekrarlayabilmekte ve bunların ancak çok az bir kısmı hastanın yakınları tarafından fark edilmektedir. Bu nedenlerle uyku apnesi uzmanlarca sinsi ilerleyen bir hastalık olarak nitelendirilmektedir. Solunumda ortaya çıkan sorunlar bir yandan uyku kalitesini bozarken diğer yandan kardiyovasküler sistemde ciddi sorunlara yol açmaktadır. Kardiyovasküler sonuçların başında gelen hipertansiyon ise prevalansı oldukça yüksek bir sorundur. Hastalığın risk faktörleri arasında obezite, ileri yaş, erkek cinsiyet ve kısa kalın boyun yapısı gibi bazı anatomik özelliklere sahip olmak bulunmaktadır. Özellikle obezitenin Obstrüktif Uyku Apnesi Sendromu için en önemli risk faktörü olduğu kabul edilmektedir.
Obezite; dünyamızda ve ülkemizde giderek artan prevalansa sahip bir patolojidir. Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrinolojik Hastalıklar Prevalans Çalışmaları (TURDEP-I ve TURDEP-II) değerlendirildiğinde, iki çalışma arasında geçen 12 yıllık süre içinde, kadınlarda obezite artışı %34, erkeklerde ise %107 olarak bildirilmiştir. ABD’de toplum bazlı prevelans çalışmasında klinikte görülen obez hastaların %50 – 77’sinde OSAS saptandığı bildirilmiştir. OSAS’li olguların ise %70’inde obezite görülmektedir. Obezite, boyun ve özellikle farenks çevresinde adipoz dokunun artımıyla üst hava yolunu daraltmaktadır ve hava yolu kapanma eğiliminin arttırmaktadır. Erkeklerde 43 cm, kadında 38 cm’den fazla boyun çevresi OSAS için önde gelen risk faktörüdür. Obez hastalarda tıbbi beslenme tedavisi sonucu oluşan ağırlık kaybı apne hipopne indeksini azaltmaktadır. Böylece tedavi yöntemlerinin etkisini arttırır. Ancak ne yazık ki OSAS’li olguların hedefe ulaşmadaki başarısı azdır ve olguların çoğu izleyen 2 yıl içinde eski ağırlıklarına geri dönmektedirler. Bu nedenle beslenme tedavisi kişiye özel bir şekilde, fiziksel aktivite ile desteklenerek, enerji içeriği azaltılmış bir diyetle haftada 0,5 – 1,0 kg verilecek şekilde planlanmalıdır. Bu sırada beslenme ve yaşam biçimi alışkanlığı değişeceğinden yitirdiği ağırlığı tekrar kazanması önlenmiş olur.
Günlük enerji alımının dengede tutulması,
Zenginleştirilmiş CHO alımının azaltılması,
Meyve, sebze ve baklagiller ile lif alımının arttırılması,
N-3 yağ asitleri alımının arttırılması,
Haftada en az 150 dakika F.A. OSAS’nin semptomlarının azalmasında etkilidir.
Yazar : Diyetisyen Zehra İNAN
[yaziGizle reklam="rastgele"]http://www.yaylamaya.com/[/yaziGizle]