23 Nisan için 23 Tavsiye

23 Nisan için 23 Tavsiye

Bu ayki temamız 23 Nisan dolayısı ile çocuklar ve gençler olsun;

Okul çağı her yaş grubu çocukların farklı enerji gereksinimleri gelişir. Bu gereksinimlerin yeterli miktarda karşılanamaması halinde malnütrisyon veya aşırı karşılanması halinde obezite gibi sağlık problemlerine yol açacaktır.

Çocuklarda iştahsızlık,  besini reddi ya da aşırı yeme sorunlarının temeli psikolojik sıkıntılarla ortaya çıkar. Özellikle anne babanın besini ısrarla çocuğun önüne koyuyor ve yemesi gerektiğini söylüyor olması yemek yeme problemlerinin temelini oluşturmaktadır ve sıklıkla görülen geri dönüşüm ise besin reddi ile sonuçlanmaktadır.

Bu noktada siz ebeveynlere düşen görev hangi yaş grubunda olursa olsun çocuklarınızı yemek yemesi için zorlamayın.

Bir diğer husus ise geçici olarak bir yiyeceğe düşkünlük veya reddetme halidir. Bu durum sıklıkla okul öncesi dönemde görülen yaygın bir sorundur. Özellikle okul öncesi dönem ve ergenlik dönemlerinde bireylerin kendilerini ifade edebilme arzuları daha fazladır.

Sağlıklı alternatifleri sunarak damak zevkine göre kendi besinlerini seçmelerine izin verilmesi kişilik gelişimi ve iştah mekanizmaları açısında da olumlu sonuçlar verecektir

Çocuğunuzun tüm ısrarlarınıza rağmen yetersiz beslendiği şüphesine kapıldıysanız ilk başta yapmanız gereken işlem;

Çocuğunuzun gün içerisinde yediklerini ayrıntılı bir şekilde beslenme günlüğüne yazarak tespit edin.

Ardından beslenme günlüğünü bir diyetisyene götürün ve bu konu hakkındaki endişelerinizin gerekli veya gereksiz olup olmadığını konuşun.

Diyetisyeniniz bu konuyu tarafsız ve bilimsel açıdan değerlendirerek size gerekli durum değerlendirmesi yapacaktır şüpheniz olmasın…

Çocuğunuzun yemekten 1 saat önce ve yemek sırasında sıvı alımını sınırlandırın. Kolay tükettiği için devamlı yemeklerini sıvı hale getirmekten vazgeçin.

Öğünlerde sıvı alımı mideniz hızlıca dolmasına ve erken doygunluk hissinin oluşmasına sebep olur. Bir diğer etkisi ise çocuklarda ve yetişkinlerde yemek esnasında sıvı alımı ile mide rahatsızlıkların ayol açıyor olmasıdır.

Beslenme günlüğü ile farkına varacağınız bir diğer konu ise çocuğunuzun hangi tür besinlere öncelik tanıdığını tespit edebilecek olmanızdır.

Öncelik verilen besinleri diğer besin grupları ile farklı şekillerde kombinleyerek çocuğunuza yemek yemeği ve besinleri sevdirebilirsiniz.
Yemek porsiyonları sizin ölçünüze göre değil, çocuğunuzun gereksinimine göre ayarlayın.

Çocuğun yaşı, kilosu, sağlık durumu bu miktarı etkileyeceğinden miktar vermiyorum. Diyetisyeniniz özel olarak çocuğunuzun hangi yiyecek grubundan günlük ne kadar tüketmesi gerektiğini hesaplayacaktır.
 Bir öğünde verdiğiniz besini reddettiyse , tamamen farklı bir besin deneyin.

Onu da reddediyorsa, bir sonraki öğüne kadar herhangi bir besin vermeden bekleyin.

Besinleri ödül veya ceza etiketi ile çocuklarınıza sunmanız bu besinlere karşı cezbedici veya nefret edici etkisini artıracaktır. (Yetişkinler için de bu durum geçerlidir.)

Besinleri niçin tüketmesi gerektiğini anlatarak ikna edin

Evinize aldığınız paketlenmiş abur cuburlar olduğu sürece çocuğunuz  sizin pişirdiğiniz ve sağlıklı olduğuna inandığınız yemekleri tüketmeyecektir.  Çocuğunuzun damağına bağımlılık içeren bu abur cuburları ne kadar erken yaşta alıştırırsanız işiniz o kadar zorlaşacaktır.
 Yiyecekleri çocuğunuzun kolay yiyebileceği  ve sevebileceği türden hazırlayın.

Örneğin küçük dilimlenmiş havuç, salatalık vb. küçük şekillenmiş köfte, sigara böreği, karikatürize edilmiş kurabiye, kek vb.

Grup halinde yaşıtlarıyla yemek yemek ya da arkadaşının evinde, restoranda, piknikte yemek, çocuklarda özellikle seçici çocuklarda olumlu yeme davranışının gelişmesine yardımcı olur.

Gençler için ise özellikle kahvaltı alışkanlığı, okul performansını artırması açısından oldukça önemlidir.

Çocuklarınızı bu konuda bilinçlendirmeniz ve kahvaltı alışkanlığını kazandırmanız gerekmektedir.

Hormonal gelişimlerin temelinin atıldı gençlik-ergenlik döneminde fast-food, paketlenmiş ürünler, boş kalori içeren yüksek enerji veren içecekler, sigara ve alkol tüketimi ileriki dönemlerde birçok fizyolojik ve psikolojik sorunlara sebep olmaktadır.

Özellikle genç grubun bu tür besinler yerine diyetisyen eşliğinde hazırlanmış ideal bir beslenme programı ile kilo kontrollerini sağlamaları gerekmektedir.

İştah mekanizmasında ve kilo kontrolünün etkili bir tamamlayıcısı ise fiziksel aktivitedir.

Haftalık 2-3 gün 30-45 dakika süreli yapılan fiziksel aktiviteler vücudunuzun aşırı karbonhidrat ve şeker isteğini baskılayacaktır.

Ergenlik döneminde en sık rastlanan sorunlar arasında akla gelen akneler ve depresif ruh halidir tartışmasız.

Akneler için özellikle çinko kayaklı besinlerin tüketimi ve turuncu sebze-meyveler cildinizin iltihaplarını atmasına ve daha canlı bir görünüme kavuşmasına yardımcı olacaktır.

Depresyon çevresel etkilerle oluşabildiği gibi vücudunuzun ihtiyacı olan besinlerden mahrum kalması sonucu da gelişebilmektedir.

Serotonin hormonu uyku düzenini, iştahı, enerji düzeyimizi ve ruh halimiz etkileyen bir beyin kimyasıdır. Stresli olduğumuz bu anlarda serotonin hormunumuz azalır ve kurtarıcı gıda olarak çikolata tercih edilir.

Serotonin hormonunu aynı zamanda tavuk, hindi, süt, yumurta, portakal, mandalina,domates gibi besinlerin de uyardığı bilinmelidir.

B6, C vitamini, folik asit, magnezyum gibi vitamin ve mierallar ruh halimizi pozitip yönde etkilemektedir.

Yani kendinizi kötü hissederken aşırı yemek yeme isteğiniz kesinlikle fiziksel ögelere bağlıdır.

Sonuç olarak her yaş grubu için sağlıklı beslenme adına geçerli olan üç temel kuralı hatırlatmakta fayda var ;

Kahvaltı altın öğündür ve kilo kontrolü %40 etkili olan bir öğündür.

Ruhsal ve fiziksel iyilik halinde olabilmek için günlük ideal miktarda su tüketimi önemli bir etkendir.

Sağlıklı Beslenmeyle  birlikte Fizksel Aktivite ile desteklenen bir yaşam tarzı tüm yaş grubundaki bireyler için yapılabilecek en faydalı iştir.